Özet
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Aile Mahkemesi kurulduktan sonra verilen ve temyiz edilmiş olan kararın Aile Mahkemesine devredilmesi yönündeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bozma kararına uyan mahkeme tarafından verilen kararın “direnme kararı” değil, “yeni bir hüküm” niteliğinde olduğuna hükmederek, dosyanın tekrar Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.
Davacının İstemi ve Davalının Cevabı
Davacının İstemi
Davacı vekili 05.11.2014 tarihli dava dilekçesinde; tarafların 02.09.2013 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak çocuklarının bulunmadığını belirtmiştir. Davalının asabi ve geçimsiz bir kişiliğe sahip olduğunu, en küçük sorunları bile büyüterek kavga ve tartışma ortamı oluşturduğunu, eşine saygı göstermediğini, bu olumsuz davranışları dost ve akrabalara karşı da gösterdiğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının Cevabı
Davalı vekili 22.11.2014 tarihli cevap dilekçesinde tüm iddiaları reddetmiştir. Tarafların bağımsız konutu olduğu hâlde her akşam davacının ailesi ile yemek zorunda bırakıldıklarını, davacının ailesi ile birlikte davalıya baskı uyguladıklarını, davalının ailesi ile görüşmesini engellediklerini, bu sebeple elinden cep telefonunun alındığını, davacının eşine fiziksel şiddet uyguladığını savunmuştur. Açıklanan nedenlerle tam kusurlu davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davalı yararına 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat ödenmesini talep etmiştir.
Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi
İlk Derece Mahkemesi Kararı
Elbistan 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi, 28.01.2016 tarihli ve 2014/712 E., 2016/43 K. sayılı kararı ile; erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve eşini ailesiyle görüştürmediği, buna karşılık kadının da eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiği tespitinde bulunmuştur. Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu oldukları gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 200 TL tedbir ve 250 TL yoksulluk nafakası ile 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin Bozma Kararı
Mahkemenin kararına karşı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 08.02.2018 tarihli ve 2016/10357 E., 2018/1676 K. sayılı kararı ile kararı bozmuştur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bozma gerekçesinde, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun (4787 sayılı Kanun), 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1 maddesine atıfta bulunmuştur. Bu maddeye göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı (TMK m. 396-494) hariç olmak üzere ikinci kitabından (TMK m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağı belirtilmiştir. Aynı kanunun geçici 1. maddesi ise sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır.
Özel Daire, dava Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabında yer aldığını ve Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde, Aile Mahkemeleri sıfatıyla davaya bakmak görevinin 4787 Sayılı Kanun’un 2. maddesiyle o yerdeki Asliye Hukuk Mahkemelerine verildiğini belirtmiştir. Karardan sonra 02.03.2017 tarihinde mahkemenin yargı çevresinde aile mahkemesi kurulmuş ve 27.03.2017 tarihinde faaliyete geçmiştir. Bu açıklama karşısında davanın görevli ve yetkili aile mahkemesine devredilmek üzere hükmün bozulması gerektiği sonucuna varmıştır.
Direnme Kararı
Elbistan Aile Mahkemesi, 01.06.2018 tarihli ve 2018/189 E., 2018/408 K. sayılı kararı ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bozma kararına karşı direnmiştir. Direnme gerekçesi olarak, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’a göre sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredileceğinin hükme bağlandığını, buradaki “sonuçlanmamış davalardan” hâlen derdest ve karara çıkmamış olan davaların anlaşılması gerektiğini belirtmiştir.
Mahkeme, Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın aile mahkemesi kurulmadan önce verilip Yargıtay incelemesine gönderildiğini, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bu sebeple kararı bozarak mahkemeye göndermesinin usul ekonomisi ilkesine ve kanunun lafzına uygun görülmediği gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Kararı
Direnme kararı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulu, uyuşmazlığın 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un Geçici 1 ve 2. madde hükümleri gözetildiğinde “Mahkemece bir karar verildikten sonra Mahkemenin yargı çevresinde Aile Mahkemesi kurulmuş” olması karşısında 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında yer alan eldeki davada devir kararının verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığını belirtmiştir.
Hukuk Genel Kurulu, öncelikle direnme kararının niteliği üzerinde durmuştur. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
Mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Hukuk Genel Kurulu, somut olayda Elbistan’da müstakil aile mahkemesinin kurulmamış olması nedeniyle taraflar arasındaki boşanma davasının Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesince Aile Mahkemesi Sıfatıyla görülüp, davanın kabulüne karar verildiğini, karardan sonra 02.03.2017 tarihinde yargı çevresinde aile mahkemesi kurulduğunu tespit etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu şu tespitlerde bulunmuştur:
“Özel Dairece kararın 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un Geçici 1. maddesi ile düzenleme altına alınan ‘Aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresi içerisinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemesine devredilir’ hükmü uyarınca, dosyanın görevli ve yetkili aile mahkemesine devredilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, Özel Dairece dosyanın ait olduğu yargı çevresine gönderilmesi üzerine bozma kararında işaret edildiği gibi Elbistan Aile Mahkemesi esasına kaydedildiği ve Elbistan Aile Mahkemesi olarak direnme kararı verildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla mahkemece her ne kadar bozma ilamına direnildiği belirtilmişse de esasen bozma kararında belirtilen husus yerine getirilmiştir.”
Buradan yola çıkarak Hukuk Genel Kurulu:
“Bu durumda direnme olarak adlandırılan kararın gerçekte bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hüküm niteliğinde olduğu açıktır. Hâl böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.”
sonucuna varmıştır. Bu gerekçeyle Hukuk Genel Kurulu, yeni hükme yönelik temyiz itirazları incelenmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar vermiştir.
Sonuç
Bu karar, Türk yargı sisteminde usul hukukunun önemli bir konusunu ele almaktadır. Özellikle mahkemelerin teşkilat yapısındaki değişikliklerin devam eden davalar üzerindeki etkisini ve mahkemelerin kararlarının niteliğini belirleyen kriterleri ortaya koymaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği karar şu sonuçları ortaya koymaktadır:
- Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkemece yeni delil toplanmadan önceki deliller çerçevesinde karar verilmesi ve önceki kararın gerekçesinin özünün değiştirilmemesi gerekir.
- Mahkemenin bozma kararında belirtilen hususları yerine getirmesi durumunda, karar “direnme kararı” olarak adlandırılsa bile gerçekte “bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hüküm” niteliğindedir.
- Aile Mahkemeleri Kanunu’nun Geçici 1. maddesi gereğince, aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresi içerisinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işlerin, yetkili ve görevli aile mahkemesine devredilmesi gerekir.
- Yeni hüküm niteliğindeki kararların temyiz incelemesi, Hukuk Genel Kurulu tarafından değil, ilgili Yargıtay Dairesi tarafından yapılır.
Bu karar, Türk hukuk sisteminde mahkeme kararlarının niteliğini belirleme ve usul ekonomisi açısından önemli bir içtihat oluşturmaktadır.
Kaynakça
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2019/526, K. 2022/636, T. 17.05.2022
- 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
- 5133 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu