Aile konutunun satışında diğer eşin açık rızasının alınması gerekir mi? Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmayan bir ev satıldığında üçüncü kişilerin iyi niyeti korunabilir mi? Eşin açık rızasının şekli nasıl olmalıdır? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.11.2022 tarihli kararı bu sorulara ışık tutuyor.
Kararın Özeti
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, aile konutu olarak kullanılan taşınmazın malik olan eş tarafından diğer eşin açık rızası olmadan devredilmesi halinde yapılan devir işleminin geçerli sayılamayacağına, açık rızanın şekle bağlı olmamakla birlikte “açık” olması gerektiğine ve ispat yükünün devir işlemini gerçekleştiren kişide olduğuna hükmetmiştir.
Davacının İstemi ve Davalıların Cevapları
Davacının İstemi
Davacı E. G., eşi A. G.’in aile konutu olarak kullandıkları taşınmazı kendi açık rızası olmadan önce A. Ö.’e, daha sonra da A. Ö.’ün Ş. U.’na devrettiğini, bu devir işlemlerinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, satış işlemlerinin iptali ile taşınmazın tekrar eşi A. G. adına tesciline ve tapu kaydına aile konutu şerhi işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların Cevapları
- A. Ö.: Davacı Emine Gödek’in satışa açıkça rıza gösterdiğini, kendisine “sen tanıdığım bir abisin, bu yeri başkası alacağına sen al” dediğini, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
- Ş. U.: Taşınmazı inşaat yapmak için satın aldığını, satın aldığı tarihte evin boş olduğunu, tapu ve belediyeden yaptığı araştırmalar sonucunda satışa engel bir durum olmadığını, tapu kaydına güvenerek taşınmazı iyi niyetle satın aldığını ifade ederek davanın reddini istemiştir.
- A. G.: Eşlerin ortak aldıkları karar ile evlerini sattıklarını, ortak çocuklarının hasta olduğunu, çocuğun tedavisi nedeniyle bankalara borçlandığını, paraya olan ihtiyaç nedeniyle taşınmazını satmak zorunda kaldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi
İlk Derece Mahkemesi Kararı
Beykoz 1. Aile Mahkemesi, malik olan eş A. G.’in dava konusu taşınmazı davacının bilgisi dışında sattığı ve diğer davalılarla el ve iş birliği içinde kötü niyetli olarak hareket ettiği iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin Bozma Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, toplanan delillerden davalılardan A. Ö. ve Ş. U.’nın birbirlerini tanıdıkları, taşınmazın aile konutu olduğunu bildikleri, el ve iş birliği içinde kısa süre içinde taşınmazı devrederek kötü niyetli olarak hareket ettikleri anlaşıldığından, davanın kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur.
İlk Derece Mahkemesi’nin Direnme Kararı
Beykoz 1. Aile Mahkemesi, özellikle davacı tanığı B. E.’in beyanından malik olmayan eş E. G.’in satışa muvafakatinin bulunduğu ve davalı A. Ö.’e evi satın alması için açıkça onay verdiğinin anlaşıldığını, TMK’nın 194. maddesi uyarınca malik olmayan eşin açık rızası hususunda geçerlilik şeklinin düzenleme altına alınmadığını, dolayısıyla sözlü olarak da verilebileceğini belirterek önceki kararında direnmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, aile konutu niteliğini taşıyan taşınmazın devir işlemine davacının “açık rızasının” olduğu davalılar tarafından ispatlanamadığını, ayrıca işlemin tarafı olmayan ve üçüncü kişi konumunda bulunan Ş. U.’nın tarafları tanıdığı, taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını bildiği, dolayısıyla işlem tarafı olan diğer davalı A. Ö. ile el ve iş birliği içinde hareket ettiğinin anlaşıldığını belirterek, TMK’nın 194/1. maddesi eşin açık rızasını aradığından, davalılar arasında gerçekleştirilen devir işleminin geçerli olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığına hükmetmiştir.
Hukuki Değerlendirme
Aile Konutu Kavramı ve Önemi
Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinin gerekçesine göre aile konutu; “eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı anılarla dolu bir alan” olarak tanımlanmıştır. Bu tanım, aile konutunun sadece fiziksel bir barınak olmanın ötesinde, ailenin duygusal bağlarının merkezini oluşturan bir yaşam alanı olduğunu vurgulamaktadır.
Aile Konutu Üzerindeki Hakların Sınırlandırılması
TMK’nın 193. maddesi kural olarak eşlere birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlem yapma serbestîsi tanırken, 194. madde ile bu kurala bir istisna getirilmiştir. Bu düzenlemeyle aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin, diğer eşin açık rızası olmadıkça aile konutunu devredemeyeceği veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı kuralı benimsenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında bu husus şu şekilde belirtilmiştir:
“Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir. Bu sebeple taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Nitekim aile konutu şerhi kurucu değil açıklayıcı niteliktedir.”
Açık Rıza Şartı ve İspat Yükü
TMK’nın 194. maddesi, malik olmayan eşin izninin şekle bağlı olmadığını, sözlü olarak dahi verilebileceğini kabul etmekle birlikte, bu iznin “açık” olması gerektiğini belirtmektedir. İznin açık olması, devir işlemine yönelik açık ve net bir şekilde onay verilmesi anlamına gelmektedir.
Kararda açık rıza şartı şöyle ifade edilmiştir:
“Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin ‘açık’ olması gerekir.”
Kararda önemli bir husus olarak, açık rızanın varlığını ispat yükünün aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana ait olduğu belirtilmiştir.
Üçüncü Kişilerin İyi Niyeti
Kararda dikkat çeken bir diğer nokta, aile konutu niteliğindeki taşınmazın devrinde üçüncü kişilerin iyi niyetinin korunmamasıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu konuda şu değerlendirmeyi yapmıştır:
“TMK’nın 194. maddesinde öngörülen aile konutu ile ilgili sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu olma özelliği nedeniyle getirildiğinden, taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Bu nedenle işlem tarafı üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmamasının önemi bulunmamaktadır.”
Bu yaklaşım, aile konutunun korunması amacıyla getirilen düzenlemenin gücünü ortaya koymaktadır. Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet kazandığını ileri süren üçüncü kişinin bu iddiası, eğer taşınmazın aile konutu olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyorsa dinlenmeyecektir.
Sonuç
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı, aile konutunun korunmasına yönelik TMK’nın 194. maddesinin uygulanmasına ışık tutmaktadır. Karardan çıkarılabilecek temel ilkeler şunlardır:
- Aile konutu üzerinde hak sahibi olan eş, diğer eşin açık rızası olmadan aile konutunu devredemez.
- Açık rızanın şekli konusunda bir zorunluluk bulunmamakla birlikte, rızanın “açık” olması şarttır.
- Açık rızanın varlığını ispat yükü, aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir.
- Taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile, taşınmaz aile konutu özelliğini taşıyorsa, üçüncü kişinin iyi niyet iddiası dinlenmez.
- TMK’nın 194. maddesiyle getirilen sınırlandırma emredici niteliktedir ve bu haktan önceden feragat edilemez.
Bu ilkeler, aile konutunun korunmasına verilen önemi ve aile birliğinin menfaatlerinin bireysel mülkiyet haklarından üstün tutulduğunu göstermektedir. Özellikle malik olmayan eşin açık rızasının aranması, ailenin ortak yaşam alanının korunmasını ve eşlerin birlikte karar vermesini sağlamaya yönelik önemli bir güvencedir.
Kaynakça
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2020/2-302, K. 2022/1513, T. 15.11.2022
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, madde 193-194
- Gümüş, Mustafa Alper, Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yeni Şerhler; İstanbul 2007, s. 41-42
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2017/2-1604, K. 2017/967, T. 24.05.2017
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2017/2-2809, K. 2021/367, T. 30.03.2021
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2013/2-2056, K. 2015/1201, T. 15.04.2015