Boşanma Davalarında Eşit Kusur ve Tedbir Nafakası: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Analizi

Kararın Özeti

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadın ve erkek eşlerin eşit kusurlu olduklarını kabul ederek, kadın eşin ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesiyle bağımsız tedbir nafakası istemiyle açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde hüküm kurmuştur.

Davanın Konusu ve Tarafların İddiaları

Davacı Kadının İstemi

Davacı kadın, 17.10.2014 tarihli dava dilekçesinde, 27.08.2013 tarihinde davalı ile evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını belirtmiştir. Evlendikten sonra davalı erkeğin, anne ve babası ile birlikte yaşamak konusunda baskı yaptığını, bu nedenle çıkan tartışmada fiziksel şiddete uğradığını ve evden kovulduğunu ifade etmiştir. Yaşananlar sonucunda ailesinin yanına sığınmak zorunda kaldığını ileri sürerek Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 197. maddesi uyarınca aylık 500 TL tedbir nafakası ödenmesini talep etmiştir.

Davalı Erkeğin Cevabı

Davalı erkek ise, kadının iddialarını reddederek, asıl kendisinin kadın ve ailesi nedeniyle hakarete uğradığını, aşağılandığını ve evden kovulduğunu ileri sürmüştür. Ortak evden ayrılarak ailesinin yanında yaşamaya başladığını, bu süre içerisinde davacı tarafından ortak evdeki tüm eşyaların taşınarak evin boşaltıldığını belirtmiştir. Yaşananlar nedeniyle kadının ayrı yaşamakta haklı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Erkek eş daha sonra açtığı boşanma davasında, kadın eşin evlendikten sonra tamamen değiştiğini, sebepsiz yere kavga çıkardığını, ailesinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına ve kendisi yararına 40.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi

İlk Derece Mahkemesi Kararı

Isparta 2. Aile Mahkemesi, 12.05.2016 tarihli kararında:

  • Erkeğin eşine, anne ve babasına bakması hususunda manevi baskı yaptığını
  • Anne ve babasının evlerinde kısa bir süre kalmasına rıza göstermeyen eşine “eşşek gibi annem ve babama bakacaksın” dediğini
  • Kadının da üçüncü kişilerin yanında eşine saygısız davrandığını, tartışma anında eşyaları fırlatıp kırdığını
  • Kadının ailesinin istekleri doğrultusunda hareket ettiğini ve evlilik birliğine müdahale eden ailesinin davranışlarına sessiz kaldığını
  • Kayınvalidesi ve kayınpederinin evlerinde kısa bir süre zorunluluk nedeniyle kalmalarına ailesinin yönlendirmesi sonucu müsaade etmeyerek eşini üzdüğünü

tespit ederek, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğuna karar vermiştir. Sonuç olarak, erkeğin açtığı boşanma davasını kabul etmiş, kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davasını reddetmiş ve erkek eş yararına 5.000 TL manevi tazminata hükmetmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararı

Kadın eşin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 02.05.2018 tarihli kararında:

  1. Mahkemenin kabul ettiği kusurlu davranışların yanında erkeğin eşine şiddet uyguladığının anlaşıldığını belirterek, tarafların eşit kusurlu olduğuna karar vermiştir.
  2. Kadının tedbir nafakası davasının (TMK m. 197) kabulüne karar verilmesi gerektiğini, çünkü ayrı yaşamakta haklılığını ispatlamış olduğunu vurgulamıştır.
  3. Yoksulluk nafakası (TMK m. 175) koşullarının kadın yararına gerçekleştiğini kabul ederek, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek uygun miktarda yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Erkek eşin karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 04.07.2019 tarihli kararında yoksulluk nafakası yönünden kararını değiştirmiş, kadının ekonomik durumu ve sürekli bir işte çalışıp çalışmadığı hususunda daha detaylı araştırma yapılması gerektiğine hükmetmiştir.

Direnme Kararı

İlk derece mahkemesi, 26.11.2019 tarihli kararıyla, kadın eşin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir. Mahkeme bu kararında:

  1. Erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı iddiasına ilişkin yürütülen ceza davasında beraat ettiğini vurgulayarak, şiddet iddiasının ispatlanamadığını belirtmiştir.
  2. Yoksulluk nafakası talebine ilişkin ise, kadın tarafından usulüne uygun ileri sürülmüş bir talebin olmadığını, dolayısıyla bu konuda karar verilemeyeceğini ifade etmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

Direnme kararının kadın eş tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, uyuşmazlığın üç temel nokta üzerinde toplandığını tespit etmiştir:

  1. Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olup olmadıkları
  2. Kadın eş tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davasının kabulünün gerekip gerekmediği
  3. Kadın eş yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı

Kurul, yaptığı değerlendirmede:

  • TMK’nın 166. maddesi kapsamında evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davalarında, hâkime geniş takdir hakkı tanındığını belirtmiştir.
  • Boşanma davalarında tarafların kusur durumlarının “kusursuz, az kusurlu, eşit kusurlu, ağır kusurlu veya tam kusurlu eş” şeklinde belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
  • Dosyada mevcut hastane raporuna göre kadın eşin yaralandığının tespit edildiğini, ayrıca tanık beyanlarına göre daha önce de şiddet olaylarının yaşandığını dikkate almıştır.

Sonuç olarak Kurul, boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin eşit kusurlu olduklarının ve kadın eşin ayrı yaşamakta haklı olduğunun kabulü gerektiğine karar vermiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Temel Gerekçesi

Hukuk Genel Kurulu, kararında şu temel gerekçelere dayanmıştır:

“Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının evliliğe müdahale eden ailesinin davranışlarına sessiz kaldığı, üçüncü kişilerin yanında eşine saygısız davrandığı, eşinin anne ve babasının zorunluluk nedeniyle evlerinde kalmalarını istemeyerek eşini üzdüğü, annesi ile birlikte kayınvalidesinin işyerine giderek sözlü tartışma çıkardığı, buna karşılık erkeğin de eşine anne ve babasına bakması hususunda manevi baskı yaptığı, üçüncü kişilerin yanında ‘eşşek gibi annem ve babama bakacaksın’ dediği ve ayrıca Özel Daire bozma kararında işaret edildiği üzere eşine fiziksel şiddet uyguladığının anlaşılması karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir.”

Tedbir nafakası konusunda ise Kurul:

“Bağımsız tedbir nafakası ayrı yaşamada haklılık varsa verilebilir. Bağımsız tedbir nafakası davasında kural olarak tarafların kusur durumu ölçü olarak alınamaz. Tedbir nafakası istenen kusursuz olsa bile, diğer koşullar gerçekleşmişse tedbir nafakası verilebilir. Başka bir anlatımla bağımsız tedbir nafakası davasında dikkate alınacak ölçü; tarafların kusur durumları değil, nafakayı talep eden eşin ayrı yaşamada haklı olup olmadığıdır.”

gerekçesiyle kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu kabul etmiştir.

Sonuç ve Hukuki Değerlendirme

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı, boşanma davalarında kusur tespiti ve tedbir nafakası konularında önemli ilkeler ortaya koymaktadır:

  1. Kusur Belirleme: Boşanma davalarında her bir evlilik ilişkisi kendine özgü değerlendirilmeli ve tarafların tüm davranışları bir bütün olarak incelenmelidir. Mahkeme, erkek eşin fiziksel şiddet uygulamasının ceza mahkemesinde ispatlanamamış olmasına rağmen, mevcut tıbbi raporlar ve tanık beyanlarını dikkate alarak şiddet olgusunu kabul etmiştir.
  2. Tedbir Nafakası: TMK’nın 197. maddesine göre verilen bağımsız tedbir nafakasında asıl ölçüt, nafakayı talep eden eşin ayrı yaşamada haklı olup olmadığıdır. Kusur durumu bu değerlendirmede belirleyici değildir.
  3. Yoksulluk Nafakası: TMK’nın 175. maddesine göre yoksulluk nafakasının belirlenmesinde, eşin ekonomik durumunun araştırılması ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

Bu karar, boşanma davalarında aile mahkemelerinin daha detaylı inceleme yapması ve özellikle şiddet iddialarını değerlendirirken sadece ceza mahkemesi kararlarına dayanmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca tedbir nafakası taleplerinde, nafaka talebinde bulunan eşin ayrı yaşamada haklı olup olmadığı hususunun belirleyici olduğunu bir kez daha teyit etmektedir.

Kaynakça

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2020/366, K. 2022/1619, T. 29.11.2022

Yararlanılan Kaynaklar:

  • 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 02.05.2018 tarihli ve 2016/17815 E., 2018/5698 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 04.07.2019 tarihli ve 2018/6997 E., 2019/8143 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 03.07.1978 tarihli, 5/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top