Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, boşanan eşlerin eşit gelire sahip olmaları durumunda, kadın eşin TMK’nın 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası isteme koşullarının oluşmadığına karar vermiştir.
Modern toplumda aile yapısındaki değişimler ve boşanma oranlarındaki artış, velayet davalarını günümüzün en hassas hukuki konularından biri haline getirmiştir. Her yıl binlerce ailenin karşı karşıya kaldığı bu süreç, sadece ebeveynleri değil, özellikle çocukların geleceğini doğrudan etkileyen kritik kararları içermektedir. Velayet davaları, çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve diğer temel ihtiyaçlarının hangi ebeveyn tarafından karşılanacağına karar veren hukuki süreçler olarak tanımlanır ve Türk hukuk sisteminde “çocuğun üstün yararı” ilkesi çerçevesinde değerlendirilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 3 yaşındaki çocuğun İsviçre’ye iadesinin çocuğu fiziki ve psikolojik tehlikeye maruz bırakacağı gerekçesiyle mahkemenin ret kararını onaylamış ve çocuğun annesinin yanında Türkiye’de kalmasına karar vermiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kesinleşmiş olan çocuk nafakası miktarının tavzih kararıyla değiştirilmesinin HMK 305. maddesi gereğince hukuka aykırı olduğuna hükmederek direnme kararını bozmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, boşanma davalarında tazminat miktarının belirlenmesinde hakkaniyet ilkesinin gözetilmesi gerektiğine ve tedbir nafakasının eşlerin gelir durumundan bağımsız olarak TMK’nın 169. maddesi gereği re’sen hükmedilmesi zorunlu olduğuna karar vermiştir.
Türkiye’de her yıl binlerce çift boşanma kararı alırken, anlaşmalı boşanma prosedürü hakkında en çok sorulan sorulardan biri “anlaşmalı boşanma tek taraflı açılır mı?” sorusudur. Bu konu, özellikle eşlerden birinin anlaşmaya varma konusunda isteksiz olduğu durumlarda kritik önem taşımaktadır. Yargıtay kararları ve güncel hukuk uygulamaları, bu konuda netlik sağlamış durumda.
Türkiye’de her yıl binlerce çift evlilik birliğini sonlandırma kararı alıyor. İstatistiklere göre, boşanma davalarının önemli bir kısmı anlaşmalı boşanma yoluyla gerçekleşiyor. Peki anlaşmalı boşanma sürecinde avukat tutmak zorunlu mudur? Bu soru, boşanma düşünen çiftlerin en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Özellikle ekonomik kaygılar ve sürecin karmaşıklığı nedeniyle vatandaşlar bu konuda bilgi sahibi olmak istiyor.
Sivas’ta miras hukuku alanında profesyonel destek arayan vatandaşlar için kapsamlı hizmet sunuyoruz. Miras süreçleri, hem hukuki hem de duygusal boyutlarıyla oldukça hassas konulardır. Bu nedenle, deneyimli bir Sivas Miras Avukatı ile çalışmak, sürecin sağlıklı yürütülmesi açısından kritik önem taşımaktadır.
Sobay Hukuk Bürosu olarak, miras hukuku alanındaki uzman bilgi birikimimizi ve çok yıllık deneyimimizi müvekkillerimizin hizmetine sunmaktan memnuniyet duymaktayız. Bu kapsamlı rehberimizde, öncelikle miras hukukunun temel prensipleri ve uygulama alanları; ardından Sivas Miras Davası Avukatı olarak sunduğumuz profesyonel hizmetlerimizi detaylı bir şekilde ele alacağız.
Sivas’ta hukuki haklarınızın güvencesi olan Sobay Hukuk Bürosu’nda, Sivas İdare Avukatı olarak idari hukuk alanındaki tüm meselelerde profesyonel destek sunuyoruz. İdari işlemlerin girift yapısı, pek çok kişi ve kurum için zorluk yaratabilmektedir. Bu durumda, Sivas idare avukatı hizmetlerimizle size yol göstermeyi önceliğimiz haline getiriyoruz.
Peki, bir Sivas idari hukuk avukatı olarak hangi konularda hizmet veriyoruz ve hangi davalar kapsamında müvekkillerimizi savunuyoruz? İdare hukukunun temel prensiplerindenbaşlayarak, idari kararların iptali davalarına, hatta tazminat davalarına kadar birçok konuyu detaylıca inceleyeceğiz.
Ülkemizde her geçen gün artan araç trafiği beraberinde trafik kazalarının sayısında da artışa neden olmaktadır. Trafik kazaları neticesinde araçlarda oluşan hasarlar, yalnızca fiziksel zararla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda önemli değer kayıplarına da yol açmaktadır.
Bu durumlarla karşılaştığınızda araç değer kaybı konusunda uzmanlaşmış avukatlar size yardımcı olmaktadır. Araç değer kaybı avukatı hangi konularda size destek olur? Kaliteli bir araç değer kaybı avukatını nasıl seçebilirsiniz?
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, tapuda “arsa” olarak görünen ancak fiilen üzerinde bina bulunan ve aile konutu olarak kullanılan taşınmaza, Türk Medeni Kanunu’nun 194/3. maddesi uyarınca aile konutu şerhi verilebileceğine hükmederek, yerel mahkemenin bu talebi reddeden kararını bozmuştur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, aile konutunun muvazaalı olarak satıldığı iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında, harç noksanlığı giderilmeden davanın esasının incelenmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğuna hükmederek ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur.
