Kararın Özeti
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, aile konutunun muvazaalı olarak satıldığı iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında, harç noksanlığı giderilmeden davanın esasının incelenmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğuna hükmederek ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur.
Hukuki Terimler
Muvazaa: Tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, gerçekte istemedikleri bir işlemi yapmak konusunda anlaşmalarıdır. Muvazaalı işlemler, görünüşte yapılmış olup gerçek iradeyi yansıtmaz.
Tapu İptal ve Tescil Davası: Bir taşınmazın tapusunun hak sahibi olmayan kişi adına kayıtlı olması durumunda, gerçek hak sahibinin açtığı ve tapu kaydının iptal edilerek kendi adına tescilini istediği davadır.
Aile Konutu: Eşlerin birlikte yaşadıkları, aile yaşamının merkezi niteliğindeki konuttur. Türk Medeni Kanunu’na göre aile konutu özel bir korumaya sahiptir.
Aile Konutu Şerhi: Aile konutu olan taşınmaza, diğer eşin izni olmadan işlem yapılmasını engellemek amacıyla tapu kütüğüne konulan şerhtir.
Nispi Harç: Dava konusunun değerine göre belirlenen, değer arttıkça miktarı da artan harç türüdür.
Karar ve İlam Harcı: Mahkeme kararlarından alınan harçtır. Dava açılırken bir kısmı peşin ödenir, kalan kısım ise karar verildiğinde tahsil edilir.
Temyiz: Alt mahkeme kararlarının üst mahkeme tarafından incelenmesi talebidir.
Bozma Kararı: Yüksek mahkemenin, alt mahkeme kararını hukuka uygun bulmayarak ortadan kaldırması ve yeniden karar verilmesi için dosyayı geri göndermesidir.
Davacının İstemi ve Davalının Cevabı
Davacının İstemi
Davacı kadın, davalı eş adına kayıtlı olan aile konutunun, davalı eş tarafından muvazaalı olarak diğer davalı B.’ye satıldığını ileri sürmüştür. Bu nedenle, davalı B. adına olan tapu kaydının iptalini ve taşınmazın satış işlemi öncesinde olduğu gibi davalı eş adına tescilini talep etmiştir.
Davacı kadın, aile konutu üzerindeki mülkiyet değişikliğinin gerçek bir satış olmadığını, eşinin kendisinden mal kaçırmak amacıyla bu işlemi yaptığını iddia etmektedir.
Davalının Cevabı
Karar metninde davalıların cevapları açıkça belirtilmemiştir. Ancak dava konusu satışın muvazaalı olmadığını, gerçek bir satış işlemi olduğunu savundukları anlaşılmaktadır.
Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi
İlk Derece Mahkemesi Kararı
Kararda açıkça belirtilmemekle birlikte, ilk derece mahkemesi olan Aile Mahkemesi’nin davacının tapu iptal ve tescil talebini reddettiği anlaşılmaktadır. Davacı kadın, bu ret kararını temyiz etmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin İncelemesi ve Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, davayı temyiz incelemesi sırasında, usuli bir eksiklik tespit etmiştir. Buna göre tapu iptal ve tescil davası, taşınmazın aynına (mülkiyetine) ilişkin olduğundan, nispi harca tabidir.
Kararda, Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi uyarınca nispi harçlarda karar ve ilam harcının dörtte birinin işlem yapılmadan önce peşin ödenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, aynı Kanunun 30. maddesi gereğince, muhakeme sırasında tespit edilen değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunabileceği, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı belirtilmiştir.
Tapu senedinde taşınmazın satış bedeli 88.000,00 TL olarak gösterilmiştir. Yargıtay, mahkemenin öncelikle taşınmazın değerinin tapudaki satış değeri olarak kabul etmesi, satış değerinin tapuda gösterilen değer olmadığına dair itiraz olması halinde gerekirse değer tespiti yapılması, harcın tamamlanması halinde işin esasının incelenmesi, aksi takdirde Harçlar Kanunu’nun 30. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde hareket edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay, harç noksanlığı giderilmeden işin esasının incelenmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu sonucuna varmış ve bu sebeple ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin Gerekçesi
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bozma gerekçesi şu şekilde özetlenebilir:
“Tapu senedinde taşınmazın satış bedeli 88.000,00 TL olarak gösterilmiştir. O halde mahkemece, öncelikle taşınmazın değerinin tapudaki satış değeri olarak kabul edilmesi, satış değerinin tapuda gösterilen değer olmadığına dair itiraz olması halinde gerekirse tamamlatılması, harcın tamamlanması halinde işin esasının incelenmesi, aksi takdirde Harçlar Kanununun 30. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde hareket edilmesi gerekirken, harç noksanlığı giderilmeden işin esasının incelenmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.”
Bu gerekçeyle, Yargıtay temyiz edilen hükmü bozmuş, bozma sebebine göre temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Aile Konutu Kavramı ve Önemi
Kararın daha iyi anlaşılabilmesi için “aile konutu” kavramı üzerinde durmakta fayda vardır. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesinde düzenlenen aile konutu, eşlerin birlikte yaşadıkları, aile yaşamının merkezi olan konuttur.
Kanun, aile konutunu özel olarak korumaktadır. Buna göre, eşlerden biri, diğerinin açık rızası olmadıkça:
- Aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez
- Aile konutunu devredemez
- Aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz
Bu hükümlere aykırı işlemler, diğer eşin rızası alınmadıkça geçerli olmaz. Aile konutunun bu özel korumadan yararlanabilmesi için, konutun aile konutu olduğu hususunda tapu kütüğüne şerh konulabilir.
Muvazaalı İşlemlerin Hukuki Sonuçları
Muvazaa, görünürdeki işlemin taraflarının, gerçekte istemedikleri bir hukuki işlemi, üçüncü kişileri aldatmak amacıyla yapmış gibi göstermeleridir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine göre, bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.
Muvazaalı işlemler, tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığı için geçersizdir. Muvazaa iddiasını ileri süren taraf, bunu ispat etmekle yükümlüdür. Aile hukukunda, özellikle boşanma davalarında, eşlerden birinin mallarını diğerinden kaçırmak amacıyla yaptığı muvazaalı işlemler sıkça görülmektedir.
Sonuç ve Değerlendirme
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin incelediğimiz kararı, usul hukuku açısından önemli bir noktaya dikkat çekmektedir. Tapu iptal ve tescil davaları gibi taşınmazın aynına ilişkin davalarda, dava değerinin doğru belirlenmesi ve buna göre harç ödenmesi gerekmektedir.
Mahkemeler, Harçlar Kanunu’nun emredici hükümlerini gözetmek zorundadır. Harç noksanlığı giderilmeden davanın esasının incelenmesi, usul ve kanuna aykırılık teşkil eder ve bozma sebebi olur.
Ayrıca bu karar, aile konutu üzerindeki işlemlerin ve muvazaa iddialarının önemine de işaret etmektedir. Aile konutu, kanun tarafından özel olarak korunmakta olup, eşlerden birinin diğerinin rızası olmadan aile konutu üzerinde tasarrufta bulunması mümkün değildir.
Davacı kadının, eşi adına kayıtlı aile konutunun muvazaalı olarak satıldığı iddiasıyla açtığı bu dava, harç eksikliği nedeniyle esastan incelenememişse de, aile konutu şerhi ve muvazaalı işlemler konusunda önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Sonuç olarak, hukuki işlemlerde usuli kurallara uyulması, hem davaların sağlıklı bir şekilde yürütülmesi hem de adil kararlar verilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Kaynakça
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, E. 2016/18561, K. 2018/3748, T. 22.03.2018
- 492 sayılı Harçlar Kanunu
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
- Aile Hukuku, Prof. Dr. Turgut Akıntürk, Beta Yayınları, 2022
- Tapu İptal ve Tescil Davaları, Prof. Dr. Kemal Oğuzman, Filiz Kitabevi, 2020