Giriş: Evlilik Birliğinin Temelleri
Evlilik, sadece iki kişinin bir araya gelmesinden ibaret olmayan, hukuki bir statü değişikliği yaratan, taraflara çeşitli hak ve sorumluluklar yükleyen önemli bir kurumdur. Türk hukuk sisteminde evlilik, toplumun temel yapı taşı olarak kabul edilmekte ve bu birliğin nasıl yönetileceği, eşlerin hangi hak ve yükümlülüklere sahip olacağı detaylı şekilde düzenlenmektedir. Evliliğin kurulmasıyla birlikte başlayan bu hukuki yolculukta, eşlerin birbirlerine ve evlilik birliğine karşı sorumlulukları, günlük yaşamın pek çok alanını etkilemektedir. Bu yazımızda, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen evlilik birliğinin yönetimi, eşlerin hak ve yükümlülükleri konularını sade bir dille ele alacağız.
Hukuki Terimler Sözlüğü
Evlilik Birliği: Evlenme akdinin gerçekleşmesiyle kurulan, eşlerin ortak yaşam, sadakat ve yardımlaşma temeline dayanan hukuki birliktelik.
Aile Konutu: Eşlerin birlikte yaşamak amacıyla seçtikleri, düzenli olarak yerleşik hayatlarını sürdürdükleri konut.
Temsil Yetkisi: Eşlerin evlilik birliği adına hukuki işlemler yapabilme ve birliği üçüncü kişilere karşı temsil edebilme hakkı.
Müteselsil Sorumluluk: Eşlerin, evlilik birliğinin sürekli ihtiyaçları için yaptıkları işlemlerden dolayı birlikte sorumlu olmaları durumu.
Evlilik Birliğinin Temel İlkeleri
Eşitlik İlkesi ve Ortak Sorumluluk
Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesi, evlilik birliğinin temel ilkelerini ortaya koymaktadır. Buna göre: “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.”
Bu madde, eski Medeni Kanun’dan farklı olarak eşler arasında tam bir eşitlik anlayışını benimsemiştir. Artık evlilik birliğinde “aile reisi” kavramı mevcut değildir. Bunun yerine:
- Eşit hak
- Eşit sorumluluk
- Eşit paylaşım
prensipleri geçerlidir. Bu durum, kadın-erkek eşitliğinin hukuki düzlemde tanınmasının önemli bir göstergesidir.
Birlikte Yaşama, Sadakat ve Yardımlaşma
Evliliğin üç temel direği olarak kabul edilen birlikte yaşama, sadakat ve yardımlaşma yükümlülükleri, hem hukuki hem de ahlaki boyutları olan sorumluluklardır. Özellikle sadakat yükümlülüğü, sadece cinsel sadakati değil, evliliğe duyulan saygı ve bağlılığı da içermektedir.
Evlilik Birliğinin Yönetimi
Konut Seçimi
Eşlerin, evlilik hayatlarını sürdürecekleri konutun seçiminde eşit söz hakkına sahip olduğu, Medeni Kanun’da açıkça belirtilmiştir. Hangi semtte, hangi kalitede bir evde oturacaklarına birlikte karar verirler. Bu hüküm, Türkiye’nin de taraf olduğu “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” ile de uyum içindedir.
Birliğin Giderlerine Katılma
Türk Medeni Kanunu’na göre, “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” Bu madde, eşlerin mutlaka eşit oranda mali katkı sağlaması gerektiği anlamına gelmemekte, her eşin kendi imkânları doğrultusunda katkı sunmasını öngörmektedir.
Uygulamada en sık görülen model şudur:
- Eşlerden biri (genellikle kadın) ev işleri ve çocuk bakımıyla ilgilenerek emek katkısında bulunur.
- Diğer eş (genellikle erkek) dışarıda çalışarak maddi katkı sağlar.
Bu düzenlemenin pratik sonucu, eski Medeni Kanun’dan farklı olarak, evlilik birliği kurulduktan sonra edinilen malvarlığının ortak kabul edilmesidir. Eski kanunda kadının ev işleri, birliğe katkı olarak değerlendirilmezken, yeni düzenlemede kadının emeği değerli görülmekte ve mal paylaşımında dikkate alınmaktadır.
Soyadı Kullanımı
Türk Medeni Kanunu’na göre, “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.”
Bu durumda kadının üç alternatifi vardır:
- Sadece eşinin soyadını kullanmak
- Kendi soyadı + eşinin soyadını kullanmak (çift soyadı)
- Mahkeme kararıyla sadece kendi soyadını kullanmak (Anayasa Mahkemesi kararlarına dayanarak)
Evlilik Birliğinin Temsili
Sürekli İhtiyaçlar İçin Temsil
Kanun, aile birliğinin sürekli ihtiyaçları için her iki eşe de ayrı ayrı temsil yetkisi tanımıştır. Sürekli ihtiyaçlar şunları kapsar:
- Yiyecek, içecek alımı
- Giyecek ihtiyaçları
- Elektrik, su, doğalgaz gibi faturalar
- Günlük ev ihtiyaçları
Bu tür harcamalarda eşler birbirlerinden izin almak zorunda değildir ve yapılan harcamalardan müteselsilen (birlikte) sorumludurlar.
Sürekli Olmayan İhtiyaçlar İçin Temsil
Ekonomik değeri yüksek, sık alınmayan eşyalar veya hizmetler için (lüks bir buzdolabı, otomobil alımı vb.) eşlerin tek başlarına aile birliğini temsil yetkisi yoktur. Bu tür alışverişlerde:
- Diğer eşin rızası alınmalıdır, veya
- Hâkimden izin alınmalıdır.
Aksi takdirde, bu tür bir alışverişte sadece alışverişi yapan eş sorumlu olur, diğer eş sorumlu tutulamaz.
İstisnai Durumlarda Temsil
Bazı istisnai durumlarda, bir eş tek başına aile birliğini temsil edebilir:
- Aile birliğinin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunması, ve
- Diğer eşin hasta olması veya başka bir yerde olması sebebiyle rızasının alınamaması halinde.
Temsil Yetkisinin Sınırlandırılması veya Kaldırılması
Eşlerden biri temsil yetkisini kötüye kullandığında veya aştığında, diğer eş hâkime başvurarak bu yetkinin sınırlandırılmasını veya tamamen kaldırılmasını isteyebilir. Hâkim haklı sebeplerin varlığını tespit ederse:
- Temsil yetkisini sınırlandırabilir veya kaldırabilir.
- Bu kararın üçüncü kişilere karşı etkili olabilmesi için kararın ilan edilmesi gerekir.
- Koşullar değiştiğinde karar, eşlerden birinin istemi üzerine değiştirilebilir.
Sonuç: Modern Evlilik Birliğinde Eşitlik
Türk Medeni Kanunu’nun evlilik birliğine ilişkin düzenlemeleri, geleneksel “erkek egemen aile” anlayışından uzaklaşarak, eşitlikçi bir yaklaşımı benimsemiştir. Artık evlilik birliğinde:
- Eşlerin birlikte karar alması esastır.
- Hem maddi hem de manevi katkılar değerlidir.
- Haklar ve sorumluluklar eşit şekilde paylaşılmaktadır.
- Kadının ev içi emeği de ekonomik bir değer olarak kabul edilmektedir.
Bu düzenlemeler, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve aile kurumunun daha sağlıklı temeller üzerine oturtulması açısından önemli adımlardır. Evlilik birliğinin yasal çerçevesi, eşlerin karşılıklı sevgi, saygı ve dayanışma içinde, birbirlerinin haklarına riayet ederek uyumlu bir yaşam sürdürmelerini amaçlamaktadır.
Kaynakça
- Türk Medeni Kanunu (4721 Sayılı Kanun)
- Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)
- Anayasa Mahkemesi’nin Kadının Soyadına İlişkin Kararları