Giriş: Evlilikte Hukuki İşlemler ve Eş Rızasının Önemi
Evlilik birliğinde, eşlerin birlikte aldıkları kararlar kadar, tek başlarına gerçekleştirmek istedikleri bazı hukuki işlemlerde de diğer eşin rızasının aranması, aile birliğinin korunması açısından büyük önem taşır. Türk hukuk sisteminde, özellikle Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu’nda birçok işlem için eşlerin birbirlerinin yazılı muvafakatini (iznini) almaları zorunlu kılınmıştır. Bu düzenlemeler, aile birliğinin ekonomik temellerini korumayı ve eşlerin birbirlerini zor durumda bırakabilecek tek taraflı kararlar almalarını engellemeyi amaçlamaktadır.
Bu yazımızda, günlük hayatta sıkça karşılaşabileceğiniz, eş rızası gerektiren hukuki işlemleri detaylı olarak inceleyeceğiz. Hangi durumlarda eşinizden izin almanız gerektiğini, izin alınmadan yapılan işlemlerin hukuki sonuçlarını ve bu konudaki istisnaları öğrenerek, hukuki haklarınızı daha iyi anlayabilirsiniz.
Hukuki Terimler Sözlüğü
Muvafakat: Onay, rıza, izin anlamına gelir. Hukuki işlemlerde bir tarafın diğer tarafın yapacağı işleme onay vermesi olarak kullanılır.
Mal Rejimi: Evlilikte eşlerin malvarlıklarının tabi olduğu hukuki düzendir. Eşlerin evlilik süresince edindikleri malların kime ait olacağını, nasıl yönetileceğini ve evliliğin sona ermesi durumunda nasıl paylaşılacağını belirler.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi: Türk hukukunda yasal mal rejimi olarak kabul edilen, eşlerin evlilik süresince edindikleri malların evliliğin sona ermesi durumunda paylaşılmasını öngören rejimdir.
Mal Ortaklığı Rejimi: Eşlerin mallarının ortak olduğu, malların birlikte yönetildiği mal rejimidir.
Paylı Mülkiyet: Birden çok kişinin belirli pay oranlarıyla aynı mal üzerinde sahip oldukları mülkiyet türüdür.
Aile Konutu: Eşlerin birlikte yaşamak için seçtikleri ve sürekli olarak oturdukları, aile yaşamının merkezi olan konuttur.
Kefalet: Bir kişinin, başka bir kişinin borcunu ödememesi durumunda bu borcu ödemeyi taahhüt etmesidir.
Mal Rejimine İlişkin İşlemlerde Eş Rızası
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Eş Rızası
Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Bu rejimde, eşlerden biri tek taraflı olarak mal rejimini tasfiye etme yetkisine sahip değildir. Mal rejiminin tasfiye edilebilmesi için mutlaka diğer eşin yazılı muvafakatinin alınması gerekmektedir.
Örneğin, evliliğiniz süresince edindiğiniz bir arabanın satışında, aracın tapusu sadece sizin üzerinize kayıtlı olsa bile, eşinizin yazılı onayını almanız gerekebilir. Bu durum, özellikle aile bütçesine önemli katkı sağlayan varlıkların satışında daha da önem kazanmaktadır.
Mal Ortaklığı Rejiminde Eş Rızası
Türk Medeni Kanunu’nun 263. maddesine göre, mal ortaklığı rejimini seçen eşlerden biri, ortaklık mallarıyla ilgili olağan yönetim dışındaki tasarrufları ancak diğer eşin rızasıyla yapabilir. Bu rejimde:
- Taşınır malların satışı
- Taşınmaz malların devri veya üzerindeki hakların kısıtlanması
- Mal ortaklığı rejiminde yer alan malların devri
- Mal ortaklığı rejiminin tasfiyesi
gibi işlemler için, işlemi yapmak isteyen eşin diğer eşin yazılı rızasını alması zorunludur.
Aile Konutu İşlemlerinde Eş Rızası
Aile konutu, eşlerin sürekli olarak birlikte yaşadıkları, yaşamlarını sürdürdükleri ve ikamet ettikleri yerdir. Türk Medeni Kanunu, aile konutu üzerindeki hak ve tasarrufları özel olarak koruma altına almıştır.
Aile Konutunun Satışında Eş Rızası
Medeni Kanun’un 194. maddesine göre, aile konutu olarak kullanılan bir taşınmazın maliki olan eş, diğer eşin rızası olmadan bu taşınmazı satamaz, devredemez veya üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu düzenleme, tapu kaydında malik olarak görünen eşin, diğer eşin rızası olmadan aile konutunu satmasını veya ipotek etmesini engeller.
Örnek: Bay A’nın adına kayıtlı olan ve aile konutu olarak kullandıkları evi, eşi Bayan B’nin rızası olmadan satması mümkün değildir. Böyle bir satış işlemi, Bayan B’nin rızası olmadığı için hukuken geçersiz sayılabilir.
Aile Konutunun Kiralanmasında Eş Rızası
Medeni Kanun’un 194. maddesinin 1. fıkrasına göre, eşlerden biri, diğerinin rızası olmadan aile konutu olarak kiralanan konutun kira sözleşmesini feshedemez. Bu durumda iki olasılık vardır:
- İki eş birlikte kira sözleşmesi düzenlemişse: Bu durumda sorun yoktur, her iki eşin de rızası vardır.
- Tek bir eş kira sözleşmesini yapmışsa: Kira sözleşmesinde imzası olmayan eş, mal sahibine (kiraya verene) bildirimde bulunarak bu yerin aile konutu olduğunu ve kendisinin de katılımı olmadan yapılacak fesih işlemlerinin geçersiz olacağını belirtebilir.
Bu bildirimden sonra, kira sözleşmesini imzalayan eş, tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedemez ve fesih için diğer eşin yazılı iznini almak zorundadır.
Paylı Mülkiyete Konu Taşınmazlarda Eş Rızası
Eşlerin aynı taşınmaz mal üzerinde paylı mülkiyetleri söz konusu olduğunda (örneğin bir arsa veya ev üzerinde her iki eşin de belirli oranlarda hissesi bulunduğunda), bu taşınmaz mal üzerinde yapılacak işlemlerde de eş rızası gerekebilir.
Özellikle paylı mülkiyete konu olan taşınmaz mal aile konutu ise, eşlerden birinin kendi payı üzerinde tasarrufta bulunması için diğer eşin rızası zorunludur. Bu, eşlerden birinin kendi payını üçüncü bir kişiye devretmesi veya üzerinde ipotek tesis etmesi durumunda da geçerlidir.
Kefalet Sözleşmelerinde Eş Rızası
Borçlar Kanunu’nun 584/1 maddesi ve Medeni Kanun’un 169/2 maddesi uyarınca, evli bir kişinin başka birine kefil olması veya bir kefalet sözleşmesinin tarafı olması durumunda, eşinin yazılı muvafakatini alması zorunludur. Bu yazılı onay olmaksızın imzalanan kefalet sözleşmesi hukuken geçerli değildir.
Örnek: Evli olan Bay C’nin, arkadaşı Bay D’nin banka kredisine kefil olmak istemesi durumunda, eşi Bayan E’nin yazılı onayı olmadan kefalet sözleşmesi imzalaması geçersiz olacaktır.
Kefalet Sözleşmelerinde Eş Rızası İstisnaları
Her ne kadar kefalet sözleşmelerinde eş rızası genel bir kural olsa da, bu kuralın istisnaları da bulunmaktadır. Örneğin:
- Ticari ilişkilerde, ticari hayatın gerekleri doğrultusunda yapılan bazı kefalet işlemlerinde
- Kamu kurum ve kuruluşlarının personeli için öngörülen kefalet işlemlerinde
- Banka teminat mektuplarında
eş rızası aranmayabilir. Ancak bu istisnalar sınırlıdır ve her durumda geçerli değildir.
Eş Rızası Olmadan Yapılan İşlemlerin Hukuki Sonuçları
Eş rızası gerektiren işlemlerde bu rıza alınmadan yapılan işlemler, hukuken geçersiz sayılabilir. Bu durumda:
- İptal Edilebilirlik: Rızası alınmayan eş, yapılan işlemin iptalini talep edebilir.
- Tazminat Hakkı: Rızası alınmadan yapılan işlem nedeniyle zarara uğrayan eş, tazminat talep etme hakkına sahip olabilir.
- Üçüncü Kişilere Etkisi: İyi niyetli üçüncü kişilerin hakları korunabilir, ancak bu durum her zaman geçerli değildir.
Örnek: Aile konutu olan evi, eşinin rızası olmadan satan kişinin bu satış işlemi mahkeme tarafından iptal edilebilir ve ev aile konutu olarak kullanılmaya devam edilebilir.
Eş Rızasının Alınma Şekli
Eş rızasının geçerli olabilmesi için belirli koşullar vardır:
- Yazılı Olma: Eş rızası mutlaka yazılı olması her durumda şart değildir. Ancak ispat kolaylığı sağlaması açısından önemlidir.
- Açık ve Anlaşılır Olma: Rıza beyanı, hangi işleme onay verildiğini açıkça belirtmelidir.
- İşlemden Önce veya İşlem Sırasında Verilme: Rıza, ilgili işlem yapılmadan önce veya yapılırken alınmalıdır. İşlem yapıldıktan sonra alınan rızanın geçerliliği tartışmalıdır.
- İrade Sakatlanması Olmaması: Rıza, baskı, yanıltma veya korkutma olmaksızın, özgür iradeyle verilmelidir.
Pratik Uygulamalar ve Öneriler
Aile Konutu Şerhi Koydurma
Aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydına “aile konutu şerhi” koydurulması, diğer eşin haklarını koruma açısından önemlidir. Bu şerh, taşınmazın malikinin tek başına taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunmasını engeller.
Aile konutu şerhi koydurma işlemi, tapu müdürlüklerine başvurularak yapılabilir. Bunun için:
- Eşlerin kimlik bilgileri
- Evlilik cüzdanı
- Taşınmazın tapu bilgileri
- Konutun aile konutu olduğunu gösteren belgeler (ikametgah, elektrik/su faturaları vb.)
gereklidir.
Kira Sözleşmelerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kiraladığınız konut aile konutu olarak kullanılacaksa, mümkünse kira sözleşmesinin her iki eş tarafından da imzalanması daha güvenlidir. Eğer kira sözleşmesini eşlerden sadece biri imzalamışsa, diğer eşin kiraya verene yazılı bildirimde bulunarak konutun aile konutu olduğunu belirtmesi, haklarını koruma açısından önemlidir.
Kefalet Sözleşmelerinde Yapılması Gerekenler
Bir kefalet sözleşmesi imzalamadan önce, evli kişilerin eşlerinden yazılı muvafakat almaları gerekmektedir. Bu muvafakatnameyi noterden düzenletmek, ileride çıkabilecek anlaşmazlıkları önlemek açısından daha güvenlidir.
Sonuç
Evlilik birliğinde, eşlerin birbirlerinin ekonomik geleceğini etkileyebilecek hukuki işlemlerde diğer eşin rızasının aranması, aile birliğinin korunması ve eşlerin ekonomik çıkarlarının gözetilmesi açısından büyük önem taşır. Türk hukuk sisteminde:
- Mal rejimine ilişkin işlemlerde
- Aile konutu ile ilgili tasarruflarda
- Paylı mülkiyete konu taşınmazlarda
- Kefalet sözleşmelerinde
eş rızası zorunlu tutulmuştur. Bu rızanın yazılı olması ve işlem öncesinde alınması gerekir. Eş rızası olmadan yapılan işlemler, hukuken geçersiz sayılabilir ve iptal edilebilir.
Hukuki işlemlerde eş rızasının aranması, aile birliğini korumayı, eşlerin ekonomik güvenliğini sağlamayı ve tek taraflı kararlarla birbirlerini zor durumda bırakmalarını engellemeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, evli kişilerin önemli hukuki işlemlerde eşlerinin rızasını almayı ihmal etmemeleri, hem kendi hukuki güvenlikleri hem de aile birliğinin korunması açısından önemlidir.
Kaynakça
- Türk Medeni Kanunu (TMK) – Kanun No: 4721
- Madde 194 (Aile Konutu)
- Madde 223 (Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi)
- Madde 263 (Mal Ortaklığı Rejimi)
- Türk Borçlar Kanunu (TBK) – Kanun No: 6098
- Madde 584 (Kefalet Sözleşmesi)