Özet
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, boşanma davalarında eşlerin kusur durumlarının belirlenmesinde eşit kusurluluk değerlendirmesinin yanlış olduğuna, alkol kullanımı, şiddet ve hakaret gibi ağır kusurlu davranışları sergileyen eşin, sadece hakaret ve aşağılama davranışlarında bulunan eşle eşit kusurlu sayılamayacağına hükmetmiştir.
Davanın Tarafları ve İstemleri
Davacı-Karşı Davalı Kadının İstemi
Davacı-karşı davalı kadın, 08.07.2013 tarihli dava dilekçesinde şu iddialarda bulunmuştur:
- Taraflar 23.07.1998 tarihinde evlenmişlerdir ve ortak çocukları bulunmamaktadır
- Davalı erkek sürekli alkol almakta, sarhoş olduğunda kendini kaybetmektedir
- Alkolün etkisiyle evdeki eşyaları kırıp dökmektedir
- Eşine psikolojik ve fiziksel şiddet uygulamakta, hakaret ve küfür etmektedir
- İş ve sosyal ortamlarda eşini küçük düşürücü davranışlar sergilemektedir
- Sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmaktadır
- Bipolar hastası olduğu halde tedavisi için gerekli ilaçlarını düzgün kullanmamaktadır
Bu gerekçelerle tarafların boşanmalarına ve 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı-Karşı Davacı Erkeğin İstemi
Davalı-karşı davacı erkek, 19.08.2013 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde tüm iddiaları reddederek şu savunmalarda bulunmuştur:
- Kullandığı alkol miktarı boşanma nedeni sayılacak boyutta değildir
- Davacı kadın aşırı kıskanç yapıya sahiptir ve geçimsiz davranmaktadır
- Evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmemektedir
- Eşine ilgisiz davranmakta, ameliyat olduğunda dahi yanında bulunmamaktadır
- Evliliği parasal kazanç kapısı olarak görmektedir
- Asıl kadın, eşine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamaktadır
Bu gerekçelerle asıl davanın reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi
İlk Derece Mahkemesi Kararı
Aile Mahkemesi, 19.03.2015 tarihli kararında şu değerlendirmelerde bulunmuştur:
- Taraflar 23.07.1998 tarihinde evlenmişlerdir ve ortak çocukları bulunmamaktadır
- Eşler karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ve küfür etmişlerdir
- Erkek eşin sözleri daha ağır olmuştur
- Davalı erkek sürekli alkol almakta ve evdeki eşyaları kırıp dökmektedir
- Buna karşılık kadın da eşi ile geçinmek istememekte ve boşanmak istediğini söylemektedir
Mahkeme, boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin eşit kusurlu olduklarına hükmederek her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına, eşit kusur nedeniyle manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararı
Tarafların ilk derece mahkemesi kararını temyiz etmeleri üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 23.01.2017 tarihli kararında şu tespitlerde bulunmuştur:
- Davalı-karşı davacı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir
- Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı erkeğin sürekli alkol kullanmak suretiyle tartışma çıkardığı, eşine birçok kez fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret edip aşağıladığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır
- Davacı-karşı davalı kadının da eşini aşağıladığı ve ona sürekli hakaret ettiği anlaşılmaktadır
- Gerçekleşen bu durumun karşısında, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu, gerçekleşen bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır
- Mahkemece tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadının manevi tazminat (TMK m. 174/2) talebinin reddi doğru görülmemiştir
Bu gerekçelerle 2. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur.
Direnme Kararı
İlk derece mahkemesi, 05.07.2018 tarihli kararıyla önceki kararında direnmiştir. Direnme kararında, önceki kararda yer alan gerekçeye ek olarak:
- Boşanma kararı kesinleştikten sonra davalının vefat ettiği
- Mirasçı ve vekilinin davaya katılımının sağlanarak taraf teşkilinin gerçekleştirildiği
- Eşlerin önceki kararda yer alan kusurlu davranışları nedeni ile boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
Direnme kararının davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık şu şekilde belirlenmiştir:
- Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olup olmadıkları
- Buradan varılacak sonuca göre davacı-karşı davalı eş yararına TMK’nın 174/2. maddesinde yazılı manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Hukuki Değerlendirmesi
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde şu değerlendirmelerde bulunmuştur:
Kusur Değerlendirmesi Konusundaki Tespit
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, tanık beyanlarını değerlendirerek şu tespitlerde bulunmuştur:
- Erkek tanık beyanları ile kadına yüklenen eşine karşı hakaret etmesi, aşağılaması ve evliliği sürdürmek istememesinden kaynaklanan kusurlu davranışlar ispatlanmıştır
- Buna karşılık tanık beyanlarından; erkeğin süreklilik arzeder şekilde sabahları dahi alkol aldığı, apartmanın merdiven boşluğunda düşerek başının kanlar içinde kalması ile sonuçlanacak şekilde yaralandığı, sinirli bir yapıya sahip olduğu, eşini aşağılayıcı ifadeler kullandığı, kahvaltı yaparken masaya yumruk vurup masayı dağıttığı, alkolün etkisi ile tartışma çıkardığı, mutfak eşyalarını atıp kırdığı, alkolün etkisiyle sorumsuz davranışlar sergilediği anlaşılmaktadır
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bu tespitler ışığında şu sonuca varmıştır:
“Hâl böyle olunca sürekli alkol kullanmak suretiyle tartışma çıkaran, böyle anlarda evdeki eşyaları kırıp döken, eşine hakaret edip aşağılayan, birlik görevlerini yerine getirmeyen erkek karşısında, eşine hakaret edip aşağılayan kadının kusur derecelerinin yoğunluğu kıyaslandığında, olayların oluş şekilleri, yer, zaman ve mekânları dikkate alındığında eşlerin boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduklarından söz etme imkânı bulunmamaktadır. Dolayısıyla Özel Daire ve Mahkemenin kabulünde olan tüm kusurlu davranışlar ve gerçekleşen olaylara göre, boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.”
Manevi Tazminat Konusundaki Değerlendirme
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat konusunda şu açıklamalarda bulunmuştur:
- Manevi tazminata boşanmaya sebep olan olayın, kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi hâlinde hükmedilir
- Manevi zarar, insan ruhunda kişinin iradesi dışında meydana gelen acı, ızdırap ve elem olarak ifade edilmektedir
- Manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kabul edilen bir telafi şeklidir
- TMK’nın 174/2. maddesi genel tazminat esaslarından ayrılmış, aile hukukunda getirilmiş, kendine özgü bir haksız fiil düzenlemesidir
- Eşler arasındaki ilişkinin özelliği itibariyle burada manevi zararı tam olarak belirlemek zordur
- Manevi tazminat miktarı, maddi olarak kesin bir miktar değildir
- Yasa, menfaati zedelenen ve kişilik hakları ihlal edilen eşe “uygun bir tazminat” verileceğini belirtmektedir
- Hâkim; manevi tazminatın miktarını belirlerken, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak takdir hakkını kullanmalıdır
Sonuç
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 11.10.2022 tarihli kararında:
- Boşanma davalarında eşlerin kusur durumlarının değerlendirilmesinde, kusurlu davranışların ağırlıklarının ve yoğunluklarının dikkatle incelenmesi gerektiğine,
- Sürekli alkol kullanmak suretiyle tartışma çıkaran, evdeki eşyaları kırıp döken, eşine hakaret edip aşağılayan ve birlik görevlerini yerine getirmeyen erkeğin kusur derecesinin, sadece eşine hakaret edip aşağılayan kadının kusur derecesinden daha ağır olduğuna,
- Bu durumda eşlerin eşit kusurlu olduklarından söz edilemeyeceğine, erkek eşin ağır kusurlu olduğuna,
- Boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu eşin davranışlarının, diğer eşin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu durumlarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Bu karar doğrultusunda, ilk derece mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı, boşanma davalarında eşlerin kusur durumlarının ve manevi tazminat koşullarının değerlendirilmesinde önemli bir emsal niteliği taşımaktadır. Karar, özellikle alkol bağımlılığı, şiddet ve hakaret gibi ağır kusurlu davranışların, diğer eşin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu ve bu durumda kusursuz veya daha az kusurlu eş lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Kaynakça
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2019/524, K. 2022/1272, T. 11.10.2022
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, madde 166 (Evlilik birliğinin sarsılması)
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, madde 174/2 (Manevi tazminat)
- Türk Hukuk Lugatı, Ankara-2021 Baskı, Cilt-I, s. 763
- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 03.07.1978 tarihli, 5/6 sayılı