Boşanma Davalarında Tazminat Miktarında Yargıtay’ın Denetim Yetkisi: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Analizi

Kararın Özeti

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, boşanma davalarında bölge adliye mahkemelerince takdir edilen tazminat miktarlarının Yargıtay tarafından denetlenebileceğine, hükmolunan tazminat miktarlarının az olması halinde kararın bozulabileceğine hükmetti.

Davanın Özeti

Davacının İstemi

Davacı kadın, 2003 yılında evlendiği eşinin evlilik birliği süresince kumarhanelere gittiğini, kumar oynadığını, başka bir kadınla birlikte yaşamaya başladığını, kendisini ve çocuğunu terk ettiğini, maddi-manevi destek olmadığını belirterek boşanma talebinde bulunmuştur. Davacı ayrıca velayetin kendisine verilmesini, çocuk için aylık 1.000 TL tedbir-iştirak nafakası, kendisi için aylık 1.500 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 80.000 TL maddi ve 80.000 TL manevi tazminat talep etmiştir.

Davalının Cevabı

Davalı erkek ise tüm iddiaları reddetmiş, boşanmayı kabul ettiğini ancak davacının maddi taleplerinin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi

İlk Derece Mahkemesi Kararı

İstanbul Anadolu 19. Aile Mahkemesi, davalı erkeğin kumar oynadığını, gazino ortamlarına gittiğini, evine ve ortak çocuğa bakmadığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını tespit ederek boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğuna, kadın eşin ise kusursuz olduğuna karar vermiştir. Mahkeme, tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, çocuk yararına 300 TL tedbir-iştirak nafakası, kadın yararına 300 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 25.000 TL maddi ve 25.000 TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı

Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesinin doğru olduğunu, kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat şartlarının oluştuğunu kabul etmiştir. Ancak davalının ekonomik ve sosyal durumu ile tarafların yaşı göz önünde bulundurularak, nafaka ve tazminat miktarlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 176/1. maddesi uyarınca aylık 300 TL’den üç yıllık toplam 10.800 TL toplu yoksulluk nafakası ile 20.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararı

Davacı vekilinin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğunu belirterek kararı bozmuştur. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Bölge Adliye Mahkemesi Direnme Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ile benimsenen istinaf kanun yolu incelemesi sonrasında Yargıtay’ın tamamen bir hukuki denetim ve içtihat mercii olduğunu, temyiz incelemesinde maddi vakıa ve delil değerlendirilmesine girilemeyeceğini, sadece hukuki denetim yapılması gerektiğini belirterek direnme kararı vermiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

Davacı vekilinin direnme kararını temyiz etmesi üzerine Hukuk Genel Kurulu, uyuşmazlığı değerlendirmiştir. Hukuk Genel Kurulu, bölge adliye mahkemelerince takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarlarına ilişkin temyiz talepleri hakkında Yargıtay’ın inceleme yetkisinin niteliği ve kapsamı konusunda bir karar vermiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Gerekçesi

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, gerekçesinde Yargıtay’ın hukukun ülke içinde ahenkli bir şekilde uygulanmasını sağlamak olan asli görevine vurgu yapmıştır. Kararda, hakimin maddi vakıaları tespit ettikten sonra hukuk alanındaki faaliyetinin dört aşamadan oluştuğu ve her aşamanın hukuki niteliği haiz olduğundan Yargıtay’ın mutlak denetimine tabi olduğu belirtilmiştir:

  1. Hakimin somut olaya ilişkin vakıalara uygulanacak hukuk kuralını tespit etmesi
  2. Tespit ettiği hukuk kuralının gerçek ve doğru anlamını açıklaması
  3. Soyut vakıa ile davada tespit ettiği somut vakıayı karşılaştırarak vakıanın hukuki nitelendirmesini yapması (tavsif)
  4. Mantıken varılan hukuki sonuç

Kararda özellikle vurgulanan husus şudur:

“Burada özellikle üzerinde durulması gereken husus; hâkimin ‘hukuki sonuca yönelik olarak kullandığı takdir hakkının bir hukuk meselesi’ olduğu hususudur. Hâkim somut olaydaki hukuksal faaliyetin ilk üç aşamasını doğru olarak tamamladıktan sonra dördüncü aşamada vardığı hukukî sonucun ‘takdir hakkının’ kullanılmış olduğu gerekçesiyle Yargıtay denetimine tabi olmadığı sonucuna varılamaz. Zira Yargıtayın maddi hukukun doğru olarak uygulanıp uygulanmadığı yönünden mutlak denetim yetkisi vardır. Takdir hak ve yetkisinin denetlenmesi de bir hukukîlik denetimi olup Yargıtayın yetki alanında bulunduğu da muhakkaktır.”

Hukuk Genel Kurulu, somut olayda tarafların boşanması sonucu kadın eş yararına bölge adliye mahkemesince takdir edilen 20.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında az olduğunu kabul etmiştir.

Kararda ayrıca, boşanma nedeniyle oluşan maddi ve manevi tazminatın TMK’nın 174. maddesinde düzenlendiği, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam, kadının ise kusurlu olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olayların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunduğu belirtilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu, hakimin TMK’nın 4. maddesi, TBK’nın 50 ve 51. maddeleri gereği gerçekleşen kusurun ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet gereği uygun bir maddi ve manevi tazminat hükmetme yetkisine sahip olduğunu, ancak burada hakime tanınan takdir hakkının maddi hukuktan kaynaklanan ve hukuki sonuca yönelik olarak kullanılan bir hukuka uygunluk sorunu olduğunu vurgulamıştır.

Sonuç ve Değerlendirme

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı, boşanma davalarında tazminat miktarları konusunda önemli bir içtihat niteliğindedir. Karar, üç dereceli yargı sisteminde Yargıtay’ın denetim yetkisinin kapsamını netleştirmektedir.

Bu karara göre:

  1. Yargıtay, bölge adliye mahkemelerince takdir edilen tazminat miktarlarını denetleyebilir.
  2. Hakimin takdir yetkisini kullanarak belirlediği tazminat miktarları, bir hukuka uygunluk sorunu olarak Yargıtay’ın denetim alanı içindedir.
  3. Tazminat miktarları belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınmalıdır.
  4. Yargıtay, hakimin takdir yetkisini kullanarak belirlediği tazminat miktarlarının hakkaniyet ilkesine uygun olup olmadığını denetleyebilir.

Bu karar, özellikle boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunan taraflar için önemlidir. Bölge adliye mahkemelerinin tazminat miktarlarını belirlerken daha titiz davranmaları gerektiğini, Yargıtay’ın bu konudaki denetim yetkisinin kapsamlı olduğunu göstermektedir.

Kaynakça

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2021/583, K. 2022/357, T. 22.03.2022
  • 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)
  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)
  • 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top