Boşanma Davası Türleri: Sebepleri ve Hukuki Süreç (2025)

Evlilik birliğinin sona ermesi, pek çok insan için hayatlarının en zorlu süreçlerinden biridir. Duygusal zorluklarının yanı sıra, hukuki açıdan da karmaşık bir süreci beraberinde getirir. Türkiye’de her yıl binlerce çift boşanma kararı alırken, bu sürecin nasıl işlediğini bilmek, haklarını korumak isteyenler için hayati önem taşır. Peki, Türk Hukuk sisteminde boşanma davaları nasıl yürütülür? Hangi sebeplerle boşanma davası açılabilir ve bu süreçte nelere dikkat edilmelidir?

Boşanma Davası Türleri

Türk Hukuk sisteminde boşanma davaları temelde iki ana kategoriye ayrılır: Anlaşmalı Boşanma ve Çekişmeli Boşanma. Bu iki dava türü, hem süreç hem de sonuçlar açısından birbirinden önemli ölçüde farklılık gösterir.

Anlaşmalı Boşanma

Anlaşmalı boşanma, adından da anlaşılacağı üzere, eşlerin boşanma konusunda mutabık kaldıkları ve boşanmanın şartları üzerinde anlaştıkları durumlarda söz konusu olur. Bu tür davalarda:

  • Dava dilekçesinde belirli bir boşanma sebebi göstermek zorunlu değildir.
  • Eşler, boşanma protokolü adı verilen bir belgede tüm anlaşma koşullarını belirler.
  • Bu protokolde; mal paylaşımı, varsa çocukların velayeti, nafaka, tazminat gibi konular detaylı olarak düzenlenir.
  • Anlaşmalı boşanma davaları genellikle tek celsede sonuçlanır, bu da süreci hızlandırır.

Örnek: Ayşe ve Mehmet, 10 yıllık evliliklerini sonlandırmaya karar vermiştir. Karşılıklı görüşmeler sonucu, 8 yaşındaki kızlarının velayetinin Ayşe’de kalması, Mehmet’in aylık 5.000 TL iştirak nafakası ödemesi, edinilmiş malların nasıl paylaşılacağı konularında anlaşmışlardır. Bu anlaşmayı bir protokolde belirleyerek anlaşmalı boşanma davası açmış ve ilk duruşmada boşanmışlardır.

Çekişmeli Boşanma

Çekişmeli boşanma davası ise, eşlerin boşanma konusunda veya boşanmanın şartları üzerinde anlaşamadıkları durumlarda açılır. Bu tür davalarda:

  • Dava dilekçesinde mutlaka Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen boşanma sebeplerinden birine dayanılmalıdır.
  • Dava süreci genellikle uzun sürer ve birden fazla duruşma gerektirir.
  • Hakim, tarafların iddialarını ve delillerini değerlendirerek bir karara varır.
  • Mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi konular hakim tarafından karara bağlanır.

Çekişmeli Boşanma Davası Sebepleri

Türk Medeni Kanunu’nda, çekişmeli boşanma davası açabilmek için belirli sebepler öngörülmüştür. Bu sebepler, Medeni Kanun’un 161 ila 166. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Her bir sebebin kendine özgü şartları ve hak düşürücü süreleri bulunmaktadır.

1. Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik)

Çekişmeli boşanma davalarında en sık başvurulan sebep, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde düzenlenen “evlilik birliğinin temelden sarsılması” veya günlük dilde daha çok bilinen adıyla “şiddetli geçimsizlik”tir.

Yasal Dayanak: TMK Madde 166/1: “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”

Özellikler:

  • Bu sebep, boşanma davalarında “genel sebep” olarak kabul edilir.
  • Evliliğin sona ermesini gerektiren hemen hemen tüm olaylar bu kapsamda değerlendirilebilir.
  • Evlilik birliğini temelden sarsılmasına sebep olan olayların ispatlanması gerekir.
  • Bu sebeple dava açmak için herhangi bir hak düşürücü süre yoktur, eşler istedikleri zaman dava açabilirler.

Pratik Örnek: Cemal ve Didem’in evliliklerinde sürekli tartışmalar, birbirlerine karşı saygısız davranışlar, iletişimsizlik ve güven sorunları yaşanmaktadır. Cemal, bu durumun evlilik birliğini temelden sarstığını düşünerek şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açabilir.

2. Zina

Eşlerden birinin zina yapması, yani evlilik dışı cinsel ilişkide bulunması, boşanma sebebi olarak kabul edilir.

Yasal Dayanak: TMK Madde 161: “Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.”

Özellikler:

  • Zina sebebiyle dava açmak için hak düşürücü süreler vardır:
    • Aldatma olayını öğrendikten sonra 6 ay içinde dava açılmalıdır.
    • Aldatma eyleminin üzerinden 5 yıl geçmişse ve bu süre içinde öğrenilmemişse, bu sebebe dayanarak dava açma hakkı düşer.
  • Aldatma eylemini affeden eş, artık bu sebebe dayanarak dava açamaz.

Pratik Örnek: Selin, eşi Burak’ın kendisini aldattığını gösteren mesajları 3 ay önce tesadüfen görmüştür. Bu durumda Selin, öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içinde zina sebebiyle boşanma davası açabilir. Ancak, eğer bu durumu affettiğini gösteren davranışlarda bulunmuşsa (örneğin evliliğe devam etme iradesi göstermişse), artık zina sebebiyle dava açamaz.

3. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış

Eşlerden birinin diğerinin hayatına kast etmesi veya ona karşı pek kötü ya da onur kırıcı davranışlarda bulunması da boşanma sebebidir.

Yasal Dayanak: TMK Madde 162: “Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.”

Özellikler:

  • Bu sebep de 6 aylık ve 5 yıllık hak düşürücü sürelere tabidir.
  • Olayı öğrenme tarihinden itibaren 6 ay, olayın gerçekleşmesinden itibaren 5 yıl içinde dava açılmalıdır.
  • Bu durumu affeden eşin dava açma hakkı ortadan kalkar.

Pratik Örnek: Metin, eşi Fatma’ya fiziksel şiddet uygulamakta ve onu sürekli aşağılayıcı sözlerle küçük düşürmektedir. Fatma, bu davranışlara maruz kaldığı tarihten itibaren 6 ay içinde “pek kötü veya onur kırıcı davranış” sebebiyle boşanma davası açabilir.

4. Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme

Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi de boşanma sebebidir.

Yasal Dayanak: TMK Madde 163: “Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.”

Özellikler:

  • Bu sebeple açılacak dava herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir.
  • Eşlerden birinin hayatını çekilmez hale getiren bu durum devam ettiği sürece, her zaman dava açılabilir.

Pratik Örnek: Ali’nin eşi İpek, uyuşturucu madde kullanmakta ve evlerini kumar oynamak için kullanmaktadır. Ali, eşinin bu haysiyetsiz yaşam tarzı nedeniyle evliliği sürdürmesinin kendisinden beklenemeyeceğini ileri sürerek boşanma davası açabilir.

5. Terk

Eşlerden birinin, evlilik birliğinin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmemek amacıyla evi terk etmesi de boşanma sebebidir.

Yasal Dayanak: TMK Madde 164: “Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir.”

Özellikler:

  • Terkin haklı bir sebebe dayanmaması gerekir.
  • Terk durumu en az altı ay sürmüş olmalıdır.
  • Terkedilen eş, bu altı ayın sonunda noterden veya mahkemeden ihtar çekerek eşini eve dönmeye davet etmelidir.
  • İhtardan sonra iki ay içinde eve dönmeyen eşe karşı boşanma davası açılabilir.

Pratik Örnek: Hakan, herhangi bir sebep belirtmeden evi terk etmiş ve altı aydır eve dönmemiştir. Eşi Zeynep, noter aracılığıyla Hakan’a ihtarname göndererek eve dönmesini istemiştir. İhtarnamenin tebliğinden itibaren iki ay geçmesine rağmen Hakan eve dönmediği için, Zeynep terk sebebiyle boşanma davası açabilir.

6. Akıl Hastalığı

Eşlerden birinin akıl hastalığına yakalanması ve bu hastalığın evliliği çekilmez hale getirmesi durumunda da boşanma davası açılabilir.

Yasal Dayanak: TMK Madde 165: “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.”

Özellikler:

  • Akıl hastalığının varlığı ve iyileşme olasılığının bulunmadığı, resmi sağlık kurulu raporu ile kanıtlanmalıdır.
  • Hastalığın, ortak hayatı diğer eş için çekilmez hale getirmiş olması gerekir.

Pratik Örnek: Canan’ın eşi Serkan, şizofreni hastasıdır ve tedaviye yanıt vermemektedir. Hastalık sebebiyle Serkan’ın davranışları Canan için evliliği sürdürmeyi imkansız hale getirmiştir. Canan, resmi sağlık kurulundan alacağı bir raporla akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açabilir.

Hukuki Süreç: Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Yürütülür?

Çekişmeli boşanma davası, aşağıdaki adımlarla yürütülür:

1. Dava Dilekçesinin Hazırlanması ve Sunulması

  • Dava dilekçesinde, boşanma talebi açıkça belirtilmeli ve yukarıda açıklanan sebeplerden birine dayanılmalıdır.
  • Dilekçede ayrıca velayet, nafaka, tazminat gibi talepler de yer almalıdır.
  • Davalı eşin adı, soyadı ve adresi belirtilmelidir.
  • Dilekçe ve ekleri, eşlerin yerleşim yeri veya son altı aydır birlikte oturdukları yer Aile Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulur.

2. Ön İnceleme Aşaması

  • Mahkeme, dilekçeyi inceledikten sonra davalıya tebliğ eder ve cevap vermesi için süre verir.
  • Davalı, cevap dilekçesinde iddialara karşı savunmasını yapar, karşı taleplerini belirtir.
  • Mahkeme, ön inceleme duruşması günü belirler.
  • Ön inceleme duruşmasında, tarafların anlaşıp anlaşamayacağı değerlendirilir, anlaşma sağlanamazsa iddia ve savunmalar belirlenir.

3. Tahkikat (Yargılama) Aşaması

  • Ön incelemeden sonra tahkikat aşamasına geçilir.
  • Bu aşamada, tarafların iddialarını destekleyen deliller incelenir.
  • Tanıklar dinlenir, bilirkişi raporları alınır, keşif yapılabilir.
  • Çocuk varsa, genellikle velayet konusunda sosyal inceleme raporu alınır.

4. Karar Aşaması

  • Tahkikat tamamlandıktan sonra, hakim karar verir.
  • Boşanmaya karar verilirse, velayet, nafaka, tazminat gibi konular da karara bağlanır.
  • Karar, taraflara tebliğ edilir.
  • Kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf, istinaf kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.

Boşanma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

1. Delillerin Toplanması ve Korunması

Çekişmeli boşanma davalarında, iddialarınızı destekleyecek delillerin toplanması ve korunması büyük önem taşır. Özellikle şiddet, aldatma, terk gibi durumlarda:

  • Fotoğraflar, videolar, ses kayıtları (hukuka uygun olarak elde edilmiş olması şartıyla)
  • Mesajlar, e-postalar
  • Tanık ifadeleri
  • Polis tutanakları, şikayet dilekçeleri
  • Tıbbi raporlar gibi deliller davanızı güçlendirecektir.

2. Hak Düşürücü Sürelere Dikkat Edilmesi

Bazı boşanma sebeplerinde hak düşürücü süreler bulunduğunu belirttik. Bu sürelere dikkat edilmesi, dava hakkının kaybedilmemesi için önemlidir. Özellikle:

  • Zina durumunda: Öğrenmeden itibaren 6 ay, olaydan itibaren 5 yıl
  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış durumunda: Öğrenmeden itibaren 6 ay, olaydan itibaren 5 yıl
  • Terk durumunda: Terkin üzerinden 6 ay geçtikten sonra ihtar çekilmeli, ihtardan itibaren 2 ay içinde dönüş olmazsa dava açılmalıdır.

3. Geçici Önlemlerin Talep Edilmesi

Boşanma davası açıldıktan sonra, dava sonuçlanıncaya kadar geçecek sürede bazı geçici önlemler talep edilebilir:

  • Tedbir nafakası (kendisi ve çocuklar için)
  • Müşterek konutun kullanımı
  • Çocukların geçici velayeti
  • Çocuklarla kişisel ilişki kurulması
  • Mal rejiminin sona ermesi

4. Uzman Desteği Alınması

Boşanma süreci hem hukuki hem de duygusal açıdan zorlu bir süreçtir. Bu süreçte:

  • Alanında uzman bir avukattan hukuki destek almak
  • Gerekirse psikolojik destek almak
  • Çocuklar varsa, onların da psikolojik destek almasını sağlamak süreci daha sağlıklı atlatmanıza yardımcı olacaktır.

Çocuklu Boşanmalarda Özel Durumlar

Boşanma davalarında çocuk varsa, süreç daha hassas ve karmaşık hale gelir. Bu durumda:

1. Velayet

  • Türk Hukuk sisteminde velayet, çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenir.
  • Hakim, çocuğun yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, ebeveynlerin ekonomik ve sosyal durumları gibi faktörleri değerlendirir.
  • Velayet kararında genellikle sosyal inceleme raporu etkili olur.

2. İştirak Nafakası

  • Velayeti olmayan ebeveyn, çocuğun bakım, eğitim ve sağlık giderlerine katkıda bulunmak için iştirak nafakası öder.
  • Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ve ebeveynin ekonomik gücü dikkate alınarak belirlenir.
  • İştirak nafakası, çocuk ekonomik özgürlüğünü kazanıncaya kadar devam eder.

3. Kişisel İlişki

  • Velayeti olmayan ebeveynin çocukla düzenli olarak görüşme hakkı vardır.
  • Kişisel ilişki, çocuğun yaşı, okul durumu, ebeveynlerin çalışma koşulları gibi faktörler dikkate alınarak düzenlenir.
  • Genellikle hafta sonları, bayramlar ve tatillerde görüşme şeklinde planlanır.

Sonuç

Boşanma, Türk Hukuk sisteminde sıkı şartlara bağlanmış, karmaşık bir süreçtir. Anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki türü bulunan boşanma davalarında, özellikle çekişmeli boşanma durumunda Medeni Kanun’da belirtilen sebeplerden birine dayanmak zorunludur.

Evlilik birliğinin temelden sarsılması (şiddetli geçimsizlik), zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı, çekişmeli boşanma davası açmak için geçerli sebeplerdir. Her bir sebebin kendine özgü şartları ve bazılarında hak düşürücü süreler bulunmaktadır.

Boşanma sürecinde, delillerin toplanması ve korunması, hak düşürücü sürelere dikkat edilmesi, gerekli durumlarda geçici önlemlerin talep edilmesi ve uzman desteği alınması büyük önem taşır. Çocuklu boşanmalarda ise velayet, iştirak nafakası ve kişisel ilişki konuları özel bir hassasiyetle ele alınmalıdır.

Sonuç olarak, boşanma kararı almadan önce, sürecin tüm yönleriyle değerlendirilmesi ve hukuki danışmanlık alınması, haklarınızın korunması açısından son derece önemlidir.

Kaynakça

  1. Türk Medeni Kanunu (4721 Sayılı Kanun)
  2. Boşanma Davası: Başlangıçtan Sonuna Kadar Boşanma Süreci
  3. Boşanma Davası Türleri
  4. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Kararları (2020-2022)
  5. Aile Hukuku, Prof. Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu, 2021
  6. Boşanma Hukuku, Doç. Dr. Ebru Ceylan, 2020

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top