Giriş: Cinsiyet Eşitliği ve Boşanma Hukuku
Toplumumuzda boşanma davalarında genellikle kadınların haklarına odaklanılır ve erkeklerin yasal hakları sıklıkla gözden kaçırılır. Oysa Türk hukuk sisteminde, boşanma süreçlerinde cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin tüm bireylerin hakları yasal güvence altına alınmıştır. Bu yazımızda, erkeklerin boşanma davalarında sahip oldukları yasal hakları detaylı olarak inceleyeceğiz. Kanun önünde eşitlik ilkesi, Türk Medeni Kanunu’nun temel prensiplerinden biridir ve boşanma davalarında da uygulanması gereken bir normdur.
Ancak uygulamada, sosyal ve kültürel faktörler nedeniyle kadınlara yönelik bir pozitif ayrımcılığın varlığından söz edilebilir. Bu durum, bazı erkeklerin haklarını tam olarak kullanamamasına neden olabilmektedir.
Hukuki Terimler Sözlüğü
Konuya geçmeden önce, boşanma davalarında sıkça karşılaşılan bazı hukuki terimleri açıklamakta fayda var:
Velayet: Çocuğun bakımı, eğitimi, temsil edilmesi ve malvarlığının yönetilmesi konusunda anne-babanın sahip olduğu hak ve yükümlülüklerin tümüdür.
Nafaka: Boşanma sonrası ekonomik açıdan güçsüz duruma düşen tarafa veya çocuklara yapılan maddi yardımdır. İki türü vardır: Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası (çocuk nafakası).
Maddi Tazminat: Boşanma nedeniyle maddi zarara uğrayan tarafın, bu zararın diğer tarafça karşılanması talebidir.
Manevi Tazminat: Boşanma nedeniyle kişilik hakları zedelenen ve manevi acı çeken tarafın talep edebileceği tazminattır.
Aile Konutu: Eşlerin birlikte yaşamak üzere seçtikleri, aile yaşamının merkezi haline getirdikleri konuttur.
Aile Konutu Şerhi: Aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kütüğüne konulan, diğer eşin rızası olmadan devredilmesini veya üzerinde hak kurulmasını engelleyen bir şerhtir.
Mal Rejimi: Eşlerin evlilik süresince edindikleri malların paylaşımını düzenleyen sistemdir. Türkiye’de 2002 yılından sonraki evliliklerde kanunen kabul edilen mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi”dir.
Boşanma Davalarında Erkeğin Hakları
1. Velayet Hakkı
Velayet hakkı, çocuğun üstün yararı gözetilerek belirlenir ve cinsiyete dayalı bir ayrım yapılmaz. Erkeğin (babanın) de velayet talep etme hakkı vardır. Hatta son yıllarda babaların velayet alma oranlarında artış görülmektedir.
Velayetin belirlenmesinde mahkemeler genellikle şu kriterleri dikkate alır:
- Çocuğun yaşı ve gelişim durumu
- Ebeveynlerin ekonomik ve sosyal durumları
- Çocuğun duygusal bağları
- Ebeveynlerin çocuğa sağlayabileceği eğitim ve bakım imkanları
- Sosyal inceleme uzmanlarının raporları
Toplumda yaygın inanışın aksine, “erkek çocuk babaya, kız çocuk anneye verilir” şeklinde bir kural yoktur. Her durum kendi özel koşulları içinde değerlendirilir. Özellikle çocuğun çok küçük yaşta olması durumunda annede kalma eğilimi olsa da, babanın gerekli şartları sağlaması halinde velayet babaya da verilebilir.
2. Nafaka Talep Etme Hakkı
Boşanma sonrasında ekonomik açıdan zor duruma düşecek tarafa nafaka bağlanabilir. Bu hak cinsiyetten bağımsızdır. Yani erkek eş de, eğer boşanma sonrasında yoksulluğa düşecekse, kadın eşten nafaka talep edebilir.
Nafaka belirlenirken mahkeme şu hususları dikkate alır:
- Tarafların ekonomik durumları
- Çalışma güçleri ve imkanları
- Mevcut ve potansiyel gelirleri
Özellikle erkek eşin çalışamaz durumda olması, ciddi sağlık sorunları yaşaması veya ileri yaşta olması gibi durumlarda, ekonomik gücü yerinde olan kadın eşten nafaka talep edilebilir. Nafaka miktarı belirlenirken tarafların kusur oranları değil, ekonomik durumları esas alınır.
3. Tazminat Talep Etme Hakkı
Erkeğin, boşanmada daha az kusurlu veya kusursuz olması halinde, kusurlu olan kadın eşten maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı vardır.
Maddi Tazminat: Boşanma nedeniyle erkeğin malvarlığında meydana gelen azalmayı ve gelecekte elde edilmesi muhtemel olan ancak boşanma nedeniyle elde edilemeyecek kazançları kapsar.
Manevi Tazminat: Boşanma sürecinde erkeğin kişilik haklarının zedelenmesi, psikolojik olarak yıpranması durumunda talep edilebilir.
Tazminat miktarı belirlenirken:
- Tarafların kusur dereceleri
- Evliliğin süresi
- Uğranılan zararın boyutu
- Tarafların sosyo-ekonomik durumları dikkate alınır.
4. Ortak Konutla İlgili Haklar
Erkek, aile konutu olarak kullanılan evin kendisine tahsis edilmesini talep edebilir. Bu özellikle şu durumlarda mümkün olabilir:
- Çocukların velayeti babaya verilmişse
- Konutun mülkiyeti erkeğe aitse
- Kadının ekonomik durumu daha iyiyse
- Kadının boşanmada daha fazla kusuru varsa
Ayrıca erkek, aile konutu şerhi konulmuş bir taşınmaz üzerindeki şerhin kaldırılmasını da talep edebilir.
5. 6284 Sayılı Kanundan Doğan Haklar
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, adında “kadın” geçmesine rağmen, şiddete maruz kalan tüm aile bireyleri için koruyucu ve önleyici tedbirler içerir. Dolayısıyla erkekler de şiddete maruz kaldıklarında bu kanundan yararlanabilirler.
Erkek, eşi tarafından:
- Fiziksel şiddete
- Psikolojik şiddete
- Ekonomik şiddete
- Cinsel şiddete maruz kaldığında,
bu kanun kapsamında koruma talep edebilir ve şiddet uygulayan kadın eşin evden uzaklaştırılmasını isteyebilir.
6. Kişisel Eşyalarını Talep Etme Hakkı
Erkek, evlilik birliği içinde kullandığı ancak boşanma sürecinde evde kalan kişisel eşyalarını talep etme hakkına sahiptir. Bu eşyalar:
- Giysileri
- Kişisel değer taşıyan eşyaları
- İş veya meslek için gerekli araç-gereçleri
- Kişisel belge ve dokümanları olabilir.
Mahkeme gerekirse bu eşyaların teslimi için kolluk kuvvetlerinden yardım alınmasına da karar verebilir.
7. Mal Paylaşımı Hakkı
Boşanma sonrası mal paylaşımı, evliliğin başlangıç tarihinde geçerli olan mal rejimine göre belirlenir. 2002 yılından sonraki evliliklerde, aksi kararlaştırılmadıysa, “edinilmiş mallara katılma rejimi” uygulanır.
Bu rejime göre erkek:
- Evlilik öncesi edindiği malları tamamen kendisine ait olarak korur
- Evlilik süresince edinilen mallarda (edinilmiş mallar) eşit pay hakkına sahiptir
- Miras veya bağış yoluyla edindiği kişisel malları üzerinde tam hak sahibidir
Mal paylaşımı davası, boşanma davasından sonra açılabilir veya boşanma davası ile birlikte açılsa bile ayrı bir dava olarak görülür.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Velayet İle İlgili Sorunlar
Sorun: Toplumumuzda halen “çocuğun annesi ile daha iyi olacağı” yönündeki geleneksel anlayış hakimdir.
Çözüm: Erkekler, velayet taleplerinde şu hususlara dikkat etmelidir:
- Çocukla düzenli ve sağlıklı ilişki kurduklarını gösteren kanıtlar sunmalı
- Çocuğun bakımı ve eğitimi için uygun fiziksel ortam ve maddi imkanları belgelemeli
- Gerekirse uzman psikolog veya pedagog desteği almalı
- Çocuğun üstün yararını ön planda tutan bir yaklaşım sergilemeli
Nafaka İle İlgili Sorunlar
Sorun: Erkeklerin nafaka talep etme hakları olduğu halde, bu haktan çekinmeleri veya toplumsal baskı nedeniyle vazgeçmeleri.
Çözüm:
- Ekonomik durumun objektif şekilde değerlendirilmesi
- Gelir durumu, iş bulma imkanları ve sağlık sorunları gibi faktörlerin belgelenmesi
- Nafaka talebinin bir zayıflık değil, yasal bir hak olduğunun bilinmesi
Tazminat İle İlgili Sorunlar
Sorun: Erkeklerin kusursuz veya az kusurlu olduklarını ispatlama zorluğu.
Çözüm:
- Boşanma sürecinde tüm iletişimlerin kaydedilmesi
- Şiddet, hakaret, aldatma gibi durumların belgelenmesi
- Tanık ifadelerinin alınması
- Gerekirse özel dedektif tutulması (yasal sınırlar içerisinde)
Gerçek Hayattan Örnekler
Örnek 1: Velayet Hakkı
Ahmet Bey, 8 yaşındaki oğlunun velayetini almak için boşanma davası açtı. Eşi alkol problemi yaşıyordu ve çocuğa gerekli ilgiyi gösteremiyordu. Mahkeme, sosyal inceleme raporunu ve tanık ifadelerini değerlendirerek çocuğun velayetini babaya verdi. Bu örnekte görüldüğü gibi, çocuğun üstün yararı söz konusu olduğunda cinsiyete bakılmaksızın velayet verilebilmektedir.
Örnek 2: Nafaka Talebi
Mehmet Bey, 25 yıllık evliliği sonrasında boşanma davası açtı. Evlilik süresince eşi çalışırken kendisi ev işleriyle ilgilenmiş ve çocukların bakımını üstlenmişti. Mesleki kariyerinden feragat etmişti. Boşanma sürecinde mahkeme, Mehmet Bey’in iş hayatına dönme şansının düşük olduğunu değerlendirerek, ekonomik durumu iyi olan eşinden yoksulluk nafakası almasına hükmetti.
Örnek 3: Tazminat Hakkı
Serkan Bey, eşinin sadakatsizliği nedeniyle boşanma davası açtı. Mahkeme sürecinde eşinin uzun süredir devam eden bir ilişkisi olduğu ortaya çıktı. Mahkeme, Serkan Bey’in manevi açıdan zarar gördüğüne kanaat getirerek, eşinden manevi tazminat ödemesine karar verdi.
Örnek 4: 6284 Sayılı Kanun Uygulaması
Ali Bey, eşinin sürekli hakaret ve tehditlerde bulunması, zaman zaman fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle 6284 sayılı kanun kapsamında tedbir kararı aldırdı. Mahkeme, eşinin evden uzaklaştırılmasına ve Ali Bey’e yaklaşmamasına karar verdi.
Boşanma Sürecinde Erkeklere Tavsiyeler
- Yasal Haklarınızı Öğrenin: Boşanma sürecinde sahip olduğunuz tüm yasal hakları bilen bir avukatla çalışın.
- Delilleri Toplayın: Çatışma durumlarında yaşananları kaydedin, mesajları, e-postaları saklayın, gerekirse tanık bulundurun.
- Duygusal Destek Alın: Boşanma sürecinin psikolojik etkilerini hafifletmek için profesyonel destek almaktan çekinmeyin.
- Çocuklarınızla İlişkinizi Güçlendirin: Velayet talep etmeyi düşünüyorsanız, çocuğunuzla güçlü bir bağ kurduğunuzu gösterin.
- Finansal Durumunuzu Netleştirin: Tüm ekonomik durumunuzu ortaya koyan belgelerinizi düzenleyin.
- Medeni İletişim Kurun: Eşinizle olan iletişiminizde sakin ve yapıcı olun. Agresif veya tehditkar bir tutum sergilemeyin.
- Sosyal Medya Kullanımına Dikkat Edin: Boşanma sürecinde sosyal medya paylaşımlarınızın aleyhte delil olarak kullanılabileceğini unutmayın.
Sonuç
Boşanma davaları, hem kadın hem de erkek için zorlu süreçlerdir. Türk hukuk sistemi, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm bireylerin haklarını koruma altına almayı amaçlar. Ancak uygulamada çeşitli sebeplerle erkekler dezavantajlı duruma düşebilmektedir.
Bu yazıda ele aldığımız gibi, erkeklerin boşanma davalarında velayet hakkı, nafaka talebi, tazminat hakkı, mal paylaşımı gibi temel hakları vardır. Bu hakların etkin şekilde kullanılabilmesi için hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi büyük önem taşır.
Unutulmamalıdır ki, boşanma kararı alan çiftlerin özellikle çocukları varsa, aralarındaki anlaşmazlıkları minimuma indirgemeleri ve çocuğun üstün yararını gözetmeleri en ideal yaklaşımdır. Hukuki süreçlerde haklar aranırken, uzlaşmacı bir tutum sergilemek, hem sürecin daha sağlıklı yürümesini sağlar hem de tarafların duygusal olarak daha az yıpranmasına yardımcı olur.
Kaynakça
- 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu
- 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin Çeşitli Kararları
- T.C. Adalet Bakanlığı, Boşanma Davaları Rehberi
- Havutçu, A. (2021). Boşanma Hukukunda Güncel Gelişmeler. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
- Akıntürk, T. & Karaman, D. (2020). Türk Medeni Hukuku: Aile Hukuku. İstanbul: Beta Yayınları.