Boşanma Davalarında İştirak Nafakası: Çocuğun Yüksek Yararı İlkesi ve Ebeveynlerin Ekonomik Gücü – Yargıtay HGK Kararı İncelemesi

Karar Özeti

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, velayeti anneye verilen iki çocuk için babadan talep edilen ve ilk derece mahkemesince her bir çocuk için aylık 3.000 TL olarak belirlenen iştirak nafakasının, babanın ekonomik durumu ve çocukların ihtiyaçları gözetilerek, hakkaniyet ilkesine uygun olduğuna hükmederek yerel mahkemenin direnme kararını onamıştır.

Davanın Tarafları ve İstekleri

Davacı-Karşı Davalı (Anne) Talebi

Davada, davacı-karşı davalı anne vekili tarafından açılan davanın konusu boşanmadır. Anne vekili, 2001 yılından beri evli olan tarafların iki çocuğu bulunduğunu, eşinin soğuk, agresif ve sert bir kişiliğe sahip olduğunu, kendisine hakaret ettiğini, farklı cinsel isteklerde bulunduğunu, başka kadınlarla ilişkisi olup sadakatsiz davranışlar sergilediğini, fiziksel şiddet uyguladığını ve tehdit ettiğini ileri sürmüştür. Buna dayalı olarak boşanma, velayetin anneye verilmesi, her bir çocuk için ayrı ayrı 4.000 TL tedbir-iştirak nafakası ile kendisi yararına 300.000 TL maddi ve 300.000 TL manevi tazminat talep etmiştir.

Davalı-Karşı Davacı (Baba) Cevabı

Baba vekili ise cevap ve karşı dava dilekçesinde, annenin aşırı kıskanç davranışlar sergilediğini, müvekkilinin cep telefonu ve mailini karıştırmak suretiyle kavga çıkardığını, yaşanan tartışmalarda eşine tokat attığını, müvekkilini darp ettiğini, müvekkilinin bu şiddet ve baskılara dayanamayarak ayrı bir evde yaşamaya başladığını belirterek karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi

İlk Derece Mahkemesi Kararı

Bakırköy 2. Aile Mahkemesi, 22.10.2015 tarihli ve 2014/495 E., 2015/639 K. sayılı kararında, erkeğin eşine şiddet uyguladığı ve aldattığını tespit ederek boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşin tam kusurlu olduğuna karar vermiştir. Bu gerekçeyle:

  • Tarafların boşanmalarına
  • Ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine
  • Her bir çocuk için ara kararla takdir edilen 1.000 TL tedbir nafakasının 3.000 TL’ye yükseltilmesine
  • Kararın kesinleşmesi halinde iştirak nafakasına dönüştürülmesine
  • Toplam 6.000 TL tedbir nafakası, 150.000 TL maddi tazminat ve 100.000 TL manevi tazminatın davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin İlk Bozma Kararı

Davalı-karşı davacı (baba) vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 20.06.2017 tarihli kararında, mahkemenin kısa kararında “davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına” hükmedildiği halde, gerekçeli kararda “davalı-karşı davacının karşı davasının ve tazminat taleplerinin reddine” denilerek çelişki yaratıldığını belirtmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili maddeleri (HMK m.294/3 ve 298/2) uyarınca, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağını vurgulayarak, kararı bu gerekçeyle bozmuştur.

İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı

Bakırköy 2. Aile Mahkemesi, 17.10.2017 tarihli ve 2017/668 E., 2017/663 K. sayılı kararı ile bozma ilamında gösterilen usulî hatayı gidererek önceki gerekçeyi tekrar etmiş ve aynı doğrultuda hüküm kurmuştur.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin İkinci Bozma Kararı

Davalı-karşı davacı vekilinin tekrar temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 04.10.2018 tarihli kararında, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları göz önüne alındığında, ortak çocuklar için takdir edilen iştirak nafakasının fazla olduğunu, TMK madde 4’teki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararı bozmuştur.

Direnme Kararı

Bakırköy 2. Aile Mahkemesi, 12.09.2019 tarihli ve 2019/516 E., 2019/552 K. sayılı kararıyla direnme kararı vermiştir. Mahkeme, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, nafakanın niteliğini ve günün ekonomik koşullarını dikkate alarak, ortak çocuklar için takdir edilen iştirak nafakasının TMK madde 4’teki hakkaniyet ilkesine uygun olduğu kanaatine vararak önceki kararında direnmesine karar vermiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

Direnme kararının davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu konuyu incelemiştir. Kurul, iştirak nafakasının hukuki niteliğini ve yasal dayanağını ortaya koyarak, somut olayda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını değerlendirmiştir.

İştirak Nafakasının Hukuki Dayanağı ve Kapsamı

İştirak nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir. Bu maddeye göre:

“Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.”

Ayrıca, TMK’nın 327. maddesine göre çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. Bu bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK m. 328/1). Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınır; varsa çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur (TMK m. 330/1).

İştirak nafakası, çocuğun korunmasına yönelik olup kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle, hâkim talep bulunmasa dahi kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Gerekçesi

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, dosya kapsamını ve tarafların sosyo-ekonomik durumlarını inceleyerek şu sonuçlara varmıştır:

  • Davacı-karşı davalı kadın yüksek mimar olup aylık gelirinin 6.000 TL olduğu
  • Davalı-karşı davacı erkeğin doktor olup aylık maaşının 5.000 TL olduğu, üzerine kayıtlı taşınmaz ve arabasının bulunduğu
  • Davalı erkeğin çocukların masraflarına katkıda bulunması gerektiği
  • Dosya kapsamında erkeğin ek gelirlerinin de bulunduğu

Bu tespitler doğrultusunda Kurul, her bir çocuk yararına hükmedilen 3.000 TL iştirak nafakası miktarının uygun olduğu sonucuna varmıştır. Kurul’da bazı üyeler, karar tarihinde davalı erkeğin 5.000 TL gelirinin bulunduğu, hüküm altına alınan iştirak nafakası miktarının fazla olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulması gerektiğini savunsa da, bu görüş çoğunluk tarafından benimsenmemiştir.

Sonuç olarak Kurul, “usul ve yasaya uygun direnme kararının onanmasına” karar vermiştir.

Sonuç ve Değerlendirme

Bu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı, iştirak nafakasının belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken temel ilkeleri ortaya koymaktadır:

  1. Çocuğun menfaatleri önceliklidir: İştirak nafakası, çocuğun korunmasına yönelik olup kamu düzenine ilişkindir.
  2. Ana-babanın ortak sorumluluğu: Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler, velayetin kimde olduğuna bakılmaksızın ana ve baba tarafından karşılanmalıdır.
  3. Ekonomik güç değerlendirmesi: Nafaka miktarı belirlenirken sadece bildirilen gelir değil, tarafların tüm ekonomik durumları (mal varlığı, ek gelirler vb.) dikkate alınmalıdır.
  4. Hakkaniyet ilkesi: TMK madde 4’te düzenlenen hakkaniyet ilkesi gereği, iştirak nafakası hem çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek hem de yükümlünün ekonomik gücüne uygun olmalıdır.

Bu karar, boşanma sonrası çocuğun yaşam koşullarının mümkün olduğunca korunması gerektiğini ve velayeti üstlenmeyen ebeveynin de çocuğun bakım ve eğitim masraflarına gücü oranında katılma yükümlülüğünü vurgulamaktadır. Yargıtay’ın bu yaklaşımı, çocuğun üstün yararı ilkesini ön planda tuttuğunu göstermektedir.

Kaynakça

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2020/95, K. 2022/1550, T. 17.11.2022
  • 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, m. 4, 182, 327, 328, 329, 330, 331
  • 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, m. 294/3, 298/2

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top