Karar Özeti
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 40 yılı aşkın evli kalan, erkeğin ağır kusurlu olduğu boşanma davasında, kadın eş lehine hükmedilen maddi tazminat miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde yetersiz olduğuna hükmederek ilk derece mahkemesinin direnme kararını bozmuştur.
Tarafların İddiaları
Davacı (Erkek Eş) İddiası
Davacı erkek eş, 11.11.2011 tarihli dava dilekçesinde, tarafların kırk dört yıllık evli olduklarını, evlendikleri günden beri anlaşamadıklarını, ortak çocukların hatırına bugüne kadar evliliğin devam ettiğini, davalı kadın eşin her gün huzursuzluk çıkarıp kendisini evden dışarı attığını ileri sürerek boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı (Kadın Eş) Cevabı
Davalı kadın eş, 19.12.2011 tarihli cevap dilekçesinde, evlilik hayatı boyunca davacıdan dayak yediğini, hakaret gördüğünü, aşağılandığını, hiç gün yüzü görmediğini, davacı tarafından üzerine kaynar su döküldüğünü, başının tuvalete sokulduğunu, ellerinin sobada yakıldığını, dişlerinin kırıldığını, sürekli evden kovulduğunu, her türlü kötü muameleye maruz kaldığını ileri sürerek boşanmaya ve yararına 360 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 150.000 TL maddi, 80.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi
İlk Derece Mahkemesi Kararı
Seferihisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi, 01.10.2013 tarihli ve 2011/363 E., 2013/237 K. sayılı kararında:
- Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı
- Kadının da eşi hakkında “ne hali varsa görsün, İstanbul’a gideceğim” şeklinde söz söylediği
- Erkek eşin ağır, kadın eşin ise az kusurlu olduğu
gerekçeleriyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 250 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin Bozma Kararı
Davalı kadın eşin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 15.05.2014 tarihli ve 2014/354 E., 2014/11296 K. sayılı kararı ile:
- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğunu,
- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre davalı kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın az olduğunu,
- Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdir edilmesi gerektiğini
belirterek kararı bozmuştur.
İlk Derece Mahkemesi’nin Direnme Kararı
Seferihisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi, 11.11.2014 tarihli ve 2014/299 E., 2014/401 K. sayılı kararı ile:
- Yoksulluk nafakasının miktarına yönelik bozma kararına uyarak kadın yararına talep ettiği 360 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar vermiş,
- Maddi tazminatın miktarına yönelik bozma yönünden ise:
- Erkek eşin emekli öğretmen olduğu
- Adına kayıtlı evlilik birliği içinde alınmış bir taşınmaz olduğu
- Bunun dışında bir gelirinin bulunmadığı
- Kadının çalışmadığı ve çocuklarının yanında kaldığı
- Erkek adına kayıtlı taşınmazın ileride mal rejimi davasına konu olma ihtimalinin bulunduğu
gerekçeleriyle maddi tazminat miktarını artırmayarak önceki kararında direnmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Bozma Kararı
Direnme kararının davalı kadın eş tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, uyuşmazlığın “tarafların sosyal ekonomik durumları, maddi tazminatın niteliği ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde davalı yararına takdir edilen maddi tazminat miktarının az olup olmadığı” noktasında toplandığını belirtmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Gerekçesi
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, maddi tazminatın hukuki niteliğini açıklayarak Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesindeki düzenlemeyi değerlendirmiştir:
“Maddi tazminat, kişinin mal varlığında iradesi dışında gerçekleşen azalmanın karşılığını oluşturan giderimdir. Boşanma nedeniyle, mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun miktarda tazminat talep edebilir. Maddi tazminatın ön koşulu, talep edenin boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, boşanma ve maddi zarar arasında nedensellik bağının bulunmasıdır.”
Kurul, somut olayda:
- Davalı erkeğin öğretmen emeklisi olduğunu
- Adına kayıtlı evde yaşadığını ve kira giderinin bulunmadığını
- Davacı kadının ev hanımı olduğunu
- Adına kayıtlı mal varlığının bulunmadığını
- Çocuklarının yanında yaşadığını
- Tarafların yaklaşık kırk yılı aşkın süre evli kaldıklarını
- Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına süregelen şekilde fiziksel şiddet uyguladığını
- Kadının kusurunun hafif olduğunu
tespit ederek, bu unsurlar ışığında:
“Evliliğin süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi, maddi tazminatın niteliği, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında kadın eş yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğu, yerel mahkemece hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat ödenmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.”
gerekçesiyle direnme kararını oy çokluğu ile bozmuştur.
Sonuç ve Değerlendirme
Bu karar, boşanma davalarında maddi tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınması gereken önemli kriterleri ortaya koymaktadır:
- Evliliğin süresi: Uzun süreli evliliklerde, eşlerin birlikte oluşturdukları hayat düzeni ve kazanımlar daha fazla olacağından, maddi tazminat miktarı da buna göre belirlenmelidir.
- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları: Tarafların mal varlıkları, gelirleri ve sosyal statüleri tazminat miktarını etkiler.
- Kusur derecesi: Boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, tazminat miktarının belirlenmesinde önemli bir faktördür.
- Hakkaniyet ilkesi: Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gereğince, hakimin somut olayın özelliklerini dikkate alarak adil bir sonuca ulaşması gerekmektedir.
- Mevcut ve beklenen menfaatler: Evliliğin devamı halinde elde edilecek maddi menfaatlerin boşanma ile kaybedilmesi tazminat hesabında dikkate alınmalıdır.
Bu karar, özellikle uzun süreli evliliklerde, maddi tazminat miktarının belirlenmesinde mahkemelerin daha dikkatli ve hassas davranmaları gerektiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, aile içi şiddet gibi ağır kusur oluşturan durumlarda, mağdur eşin haklarının korunması için tazminat miktarlarının yeterli düzeyde belirlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Kaynakça
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2022/118, K. 2022/790, T. 31.05.2022
- Türk Medeni Kanunu, Madde 174 – Maddi ve manevi tazminat
- Türk Medeni Kanunu, Madde 4 – Hakkaniyet ilkesi
- Türk Borçlar Kanunu, Madde 50 ve devamı – Tazminat belirleme esasları
- Türk Hukuk Lugatı, Ankara-2021 Baskı, Cilt-I, s. 746