Kararının Özeti
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, temyiz edilen bir kararın Özel Daire tarafından kısmen bozulması sonucunda, bozmada açıkça bozma konusu yapılmayan ve sonuç kısmında onanmasına karar verilen boşanma hükmünün kesinleştiğine hükmederek, yerel mahkemenin direnme kararını onamıştır.
Dava Konusu ve Tarafların İstemleri
Davacı-Karşı Davalı (Kadın) İstemi
Davacı-karşı davalı kadın, 13.05.2014 tarihli dava dilekçesinde:
- Tarafların 21.09.2013 tarihinde evlendiklerini
- Ortak çocuklarının bulunmadığını
- Davalı kocanın kendisine şiddet uyguladığını
- Evlendikten sonra eski sevgilisi ile görüşmeye devam ettiğini
- Ailesine sınırlı görüşme izni verdiğini
- Ziynet eşyalarının elinden alındığını ileri sürerek
Tarafların boşanmalarına, 500 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat ve düğünde takılan ziynet eşyaları ile nakit paranın iadesini talep etmiştir.
Davalı-Karşı Davacı (Koca) İstemi
Davalı-karşı davacı koca ise, 16.06.2014 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde:
- Kadının sürekli sinirli davrandığını
- Kendisini küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu
- Kişisel temizliğine özen göstermediğini
- Birlik görevlerini yerine getirmediğini
- Yersiz kıskançlıklar yaptığını
- Ortak konutun giderlerine katılmadığını
- Gökhan isimli bir erkekle uygunsuz ilişkisi olduğunu ileri sürerek
Davacının davasının reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi
İlk Derece Mahkemesi Kararı
İzmir 10. Aile Mahkemesi’nin 21.05.2015 tarihli ilk kararında:
- Tarafların 21.09.2013 tarihinde evlendikleri
- Evliliğin toplam altı ay sürdüğü
- Boşanmaya neden olan olaylarda kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı
- Erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve başka bir kadınla mesajlaştığı
- Evliliğin bu hale gelmesinde erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle
Karşı davanın reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 200 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine, ziynet eşyası alacağına yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin İlk Bozma Kararı
Tarafların temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 27.06.2016 tarihli kararıyla:
- Kadının ziynetlere ilişkin temyiz talebini reddetmiş
- Düğünde takılan 1.730 TL nakit paranın kadına ödenmesi gerektiğini belirtmiş
- Kadının da eşine hakaret ettiğini, dolayısıyla erkeğin de boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğini gerekçe göstererek kararı bozmuştur
Bozma kararının sonuç kısmında “yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen davacı-karşı davalı kadının boşanma davası hakkındaki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına” belirtilmiş, ancak bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin İkinci Kararı
İzmir 10. Aile Mahkemesi, bozmaya uyarak 22.11.2016 tarihli ikinci kararında:
- Kadının davası yönünden boşanma, maddi-manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin kısımların kesinleştiğini
- Kadının da eşine karşı hakaret ettiğini belirterek karşı davanın kabulüne
- Ancak boşanma kararı kesinleşerek nüfusa işlenmiş olduğundan erkeğin boşanma davası yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına
- Ağır kusurlu erkeğin manevi tazminat talebinin reddine
- 1.730 TL takı bedelinin kadına ödenmesine karar vermiştir
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin İkinci ve Üçüncü Bozma Kararları
Sonraki süreçte, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmesi için ikinci bir bozma kararı verilmiş, bu bozma üzerine mahkeme çelişkiyi gidererek önceki gerekçeyle karar vermiştir.
Üçüncü bozma kararında Yargıtay 2. Hukuk Dairesi:
- Dairenin bozma kararı ile ilk verilen hükmün tamamen ortadan kalktığını
- Her iki boşanma davası ve fer’i talepler hakkında yeniden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğini belirterek kararı bozmuştur
Yerel Mahkemenin Direnme Kararı
İzmir 10. Aile Mahkemesi 10.09.2020 tarihli kararıyla:
- Tarafların her ikisinin de boşanmanın kesinleşmesi ile birlikte yeniden evlenmiş olduğunu
- Her iki dava yönünden de boşanma istemi ve fer’îlerine ilişkin yeniden hüküm kurulmasının nüfusta çelişkiler oluşturacağını belirterek direnme kararı vermiştir
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Kararı
Hukuk Genel Kurulu, direnme kararını inceleyerek:
- Özel Dairenin 27.06.2016 tarihli kısmen bozma ilamında kadının boşanma davası hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiğinden bahsedilmiş olsa da
- “Tarafların boşanmalarına ilişkin kurulan 1. bendin, diğer bir ifadeyle kadının kabul edilen boşanma davasının isabetli bulunduğu gerek anlatım şeklinden gerekse sonuç bölümünde yer alan onama kararından anlaşılmaktadır” değerlendirmesiyle
- Yerel mahkemenin direnme kararının uygun olduğuna hükmetmiştir
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Temel Gerekçesi
Hukuk Genel Kurulu kararındaki en önemli gerekçe şu şekilde ifade edilmiştir:
“Özel Dairenin 27.06.2016 tarihli kısmen bozma ilamı kapsamında somut olay ele alındığında, davacı-karşı davalı kadının boşanma davası hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiğinden bahsedilmiş ise de Mahkemece verilen 21.05.2015 tarihli ilk kararda tarafların boşanmalarına ilişkin kurulan 1. bendin, diğer bir ifadeyle kadının kabul edilen boşanma davasının isabetli bulunduğu gerek anlatım şeklinden gerekse sonuç bölümünde yer alan onama kararından anlaşılmaktadır.”
Kurul, ilk kararın bozma kapsamı dışında kalan kısımlarının onanmasına karar verildiğine vurgu yaparak, kadının kabul edilen boşanma davasının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini kabul etmiştir.
Karşı Oy Gerekçesi
Kararda yer alan karşı oy yazısında ise:
- Bozma kararı ile ilk hükmün tamamen ortadan kalktığı
- Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gereklerinin yerine getirilmediği
- HMK 297. maddeye aykırı olarak her iki tarafın boşanma ve fer’îlerine yönelik yeni bir hüküm kurulmadığı
- Nüfusa boşanmanın kesinleştiğine dair konulan şerhin hukuksal sonuç doğurmayacağı
- Tarafların boşanmaları yönünden kesinleşmiş bir hüküm mevcut olmadığından direnme kararının doğru olmadığı belirtilmiştir
Sonuç ve Değerlendirme
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı, boşanma davalarında kararın kesinleşmesi hususunda önemli bir içtihat oluşturmaktadır. Karar, şu önemli noktaları ortaya koymaktadır:
- Kısmi Bozma ve Kesinleşme İlişkisi: Özel Daire tarafından kısmen bozulan kararlarda, bozma kapsamı dışında kalan ve onanan kısımlar kesinleşmektedir. Bu durum, özellikle karşılıklı boşanma davalarında hangi kararların kesinleştiğinin tespiti açısından önemlidir.
- Usulü İşlemlerin Önemi: Mahkemelerin ve hukuk uygulayıcılarının, kararların kesinleşmesi ve nüfusa bildirilmesi gibi işlemlerde daha dikkatli olması gerektiği anlaşılmaktadır.
- Fiili İmkânsızlık Durumu: Tarafların boşanma sonrası yeniden evlenmiş olması gibi fiili imkânsızlık durumlarında, mahkemelerin pragmatik çözümler üretmesi gerekebilir.
- Karar Yazım Tekniği: Bozma kararlarının yazımında, hangi hükümlerin bozulduğu ve hangilerinin onandığının açıkça belirtilmesi, uygulamada karışıklıkları önlemek adına büyük önem taşımaktadır.
Bu karar, boşanma davalarında uygulayıcılar için yol gösterici niteliktedir ve benzer davalarda emsal teşkil edecektir.
Kaynakça
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2021/591, K. 2022/773, T. 31.05.2022
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu