Boşanma Sonrası Yoksulluk Nafakası Miktarında Dikkate Alınacak Hususlar: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Analizi

Kararın Özeti

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (HGK), boşanma davasında yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için kadının gelir durumunun detaylı incelenmesi, çalışmasının sürekli ve düzenli olup olmadığının ve elde ettiği gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağının tespit edilmesi gerektiğine hükmederek, Aile Mahkemesinin direnme kararını bozmuştur.

Dava Özeti ve Tarafların İstemleri

Davacı-Karşı Davalının (Erkeğin) İstemi

Davacı-karşı davalı erkek, 21.07.2015 tarihli dava dilekçesinde; davalı kadın ile 26.08.2002 tarihinde evlendiklerini, ortak iki çocuklarının bulunduğunu, eşinin evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini ihmal ettiğini ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı-Karşı Davacının (Kadının) İstemi

Davalı-karşı davacı kadın ise cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin iddialarını reddederek, asıl kendisinin birlik görevlerini yerine getirmediğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ailesinin yanında yaşadığını ve onların yardımı sayesinde geçinebildiğini belirterek, TMK’nın 162, 163 ve 166. maddeleri uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına aylık 500 TL tedbir-iştirak ve kendisi yararına aylık 1.000 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Süreçlerinin Detaylı İncelemesi

İlk Derece Mahkemesi Kararı

Aile Mahkemesi, 16.06.2016 tarihli kararında; asıl dava yönünden davacı erkeğin davasını geri aldığı ve davalı kadın vekilinin de bunu kabul ettiği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Karşı dava yönünden ise; erkeğin eve düzenli şekilde gelip gitmediği, eşi ve çocukları ile maddi-manevi ilgilenmediği, eşini sadakatsizlik ile suçlayıp şiddet uyguladığı gerekçesiyle boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek:

  • TMK’nın 166/1. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına,
  • Velayetlerin anneye verilmesine,
  • Her bir çocuk yararına aylık 250 TL tedbir-iştirak nafakası,
  • Kadın yararına 250 TL tedbir-yoksulluk nafakası,
  • 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine

karar verilmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin Bozma Kararı

Mahkeme kararı davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 25.09.2018 tarihli kararında bazı yönlerden kararı bozmuştur:

  1. Yoksulluk Nafakası Yönünden: Davalı-karşı davacı kadının zabıta araştırmasında daimi işinin olmadığı tespit edilmesine rağmen, bazı tanık beyanlarında sigortalı bir işe girdiğinin belirtildiği vurgulanmıştır. Mahkemece:
    • Kadının çalışıp çalışmadığı,
    • Çalışıyorsa gelir durumunun tespiti,
    • Bu gelirin sürekli ve düzenli olup olmadığı,
    • Kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı
    araştırılmadan eksik incelemeyle nafakaya hükmedilmesi bozma sebebi sayılmıştır.
  2. Velayet Düzenlemesi Yönünden: Velayet konusunda sosyal inceleme raporu tanzim ettirilmeden ve idrak çağındaki çocukların görüşleri alınmadan karar verilmesi de bozma nedeni olarak belirtilmiştir.

Aile Mahkemesi’nin Direnme Kararı

Aile Mahkemesi, 07.05.2019 tarihli kararıyla, Yargıtay’ın velayet konusundaki bozma kararına uymuş, ancak yoksulluk nafakası yönünden direnme kararı vermiştir. Mahkeme direnme gerekçesinde:

  • Boşanmaya sebep olan olaylarda kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın bulunmadığı,
  • Kadının fabrikada çalıştığı kabul edilse bile tanık anlatımlarına göre düzenli ve sürekli bir gelirinin olmadığı,
  • Fabrikadaki iş durumuna göre çağrıldığı, çağrıldığında da yevmiye usulü ile çalıştırıldığı,
  • Hukuk Genel Kurulu’nun asgari ücret seviyesindeki gelirin kişiyi yoksulluktan kurtarmayacağına ilişkin kararları dikkate alındığında kadın eşin elde ettiği gelirin onu yoksulluktan kurtarmadığı

belirtilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Nihai Kararı

Direnme kararı davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 04.10.2022 tarihli kararında direnme kararını bozmuştur.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Temel Gerekçesi

Hukuk Genel Kurulu kararında yoksulluk nafakasının amacını ve koşullarını detaylı şekilde ele almıştır. Kararda öne çıkan gerekçeler şunlardır:

“Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; yoksulluğa düşme hâlinin boşanma davası sırasındaki duruma göre belirlenmesi gerektiğinden, mahkemece kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığı, işten ayrılmışsa kendi isteği ile mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususları araştırılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin tespiti ile sonucuna göre yoksulluk nafakası konusunda bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik inceleme ile yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.”

HGK, yoksulluk nafakasının temelini oluşturan kriterleri de şöyle açıklamıştır:

“Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır.”

“Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünüldüğünden, yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek olamaz.”

HGK kararda “yoksul” kavramını şöyle tanımlamıştır:

“Yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir.”

Sonuç ve Değerlendirme

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı, yoksulluk nafakasının temel ilkelerini ve hangi koşullarda bağlanabileceğini açıkça ortaya koymaktadır. Karara göre:

  1. Yoksulluk nafakası alacak tarafın boşanma sonucu yoksulluğa düşmesi veya düşecek olması gerekmektedir.
  2. Nafaka talep eden tarafın kusuru diğer taraftan daha ağır olmamalıdır.
  3. Nafaka yükümlüsünün ekonomik gücü nafaka ödemeye elverişli olmalıdır.
  4. Nafaka talep eden kişinin çalışma durumu, gelirinin düzenli ve sürekli olup olmadığı detaylı şekilde araştırılmalıdır.

Karar, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için yapılacak incelemenin kapsamını belirlemek açısından önemlidir. Kişinin geçimini sağlayacak düzenli ve sürekli bir gelire sahip olup olmadığının tespiti, nafaka tayininde kritik rol oynamaktadır. Mahkemelerin, kişinin yoksulluğa düşüp düşmeyeceğini tespit ederken gelirinin düzenli ve sürekli olup olmadığını, kişiyi yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağını araştırması gerektiği vurgulanmıştır.

Bu karar, boşanma davalarında yoksulluk nafakası konusunu değerlendiren hakimler, avukatlar ve boşanma davası tarafları için önemli bir rehber niteliğindedir.

Kaynakça

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2019/807, K. 2022/1221, T. 04.10.2022
  • Türk Medeni Kanunu (TMK), m. 166, 175
  • Akıntürk, Turgut/Ateş, Derya; Aile Hukuku, C. 2, İstanbul 2019, s. 302
  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 07.10.1998 tarihli ve 1998/2-656 E., 1998/688 K.
  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.05.2007 tarihli ve 2007/2-275 E., 2007/275 K.
  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 20.06.2019 tarihli ve 2017/2-2424 E., 2019/751 K.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top